Dünya Atletizm Şampiyonası’nda, Milli forma altında mücadele ettiği 200 metre finalinde altın madalya kazanan Fenerbahçeli sporcu Ramil Guliyev hislerini Fenerbahçe Dergisi'ne anlattı.
Londra’nın ev sahipliğinde 4-13 Ağustos tarihleri arasında bu yıl 16.’sı düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda, Milli forma altında mücadele ettiği 200 metre finalinde “Gezegenin en hızlı atleti” unvanını alan Ramil Guliyev, hepimizin göğsümüzü kabartmayı başardı.
Aslında O’nun hikâyesi 2011 yılında başladı. Türk vatandaşlığına geçmeye karar verdiğinde öylesine zor bir yola girmişti ki, ya “Tamam” diyecekti ya da “Devam.” Onun, o gün verdiği doğru karar kendisini hep zirveye taşıdı. “Her zaman Fenerbahçe yanımda, arkamda durdu. Fenerbahçe olmasaydı ne yapardım bilmiyorum” dedi her başarısının, her zaferinin ardından; tıpkı Londra’da da dediği gibi…
Fenerbahçe Spor Kulübü sayesinde yakaladığı çıkışını sürdürmeye devam ediyor, Ramil. Sayısız başarıda adı geçen, ismi yüzlerce kez birincilik kürsüsünde anons edilen Dünya şampiyonunun şimdiki hedefi ise 2020 Olimpiyatları!
“Battlefield” tutkunu
Aile, kuşkusuz bir sporcunun yaşamındaki en önemli şeydir. Şampiyonun, bu zorlu yoldaki en büyük destekçisi de annesi Olga Khuliyeva ve ile kız arkadaşı Margarita…
Milli sporcunun atletizm dışındaki ilgi alanlarından biri de PlayStation oynamak. Guliyev, özellikle de tam bir “Battlefield” tutkunu.
Bu başarı için çok uzun süredir çalışıyoruz. Sezona da çok iyi başladık ve madalya alacağımıza inandık. Şans faktörünün o anda yanınızda olması şart. Londra’da aslında herkesin kazanabileceği bir yarışta mücadele ettim. Sezon içerisindeki iyi ya da kötü derecelerin önemi yok, dediğim gibi önemli olan madalyadır. Böylesine önemli bir başarı elde etmiş olmak gurur veriyor.
Eren için selam verdi
Madalya töreninden önce bir haber aldım. Trabzon’un Maçka ilçesinde hain bir saldırı yaşandığını öğrendim ve bu saldırı sonunda 15 yaşında Eren isimli bir kardeşimizin şehit olmuştu. Onun için bir şey yapmam gerektiğini hissettim. İçimden gelen şeyi yapmak istedim. Federasyon yetkililerimizle de nasıl destek verebileceğimi konuştum. Sonra da kürsüde asker selamı vermeye karar verdim.
Biz, büyük bir iş başardık. Bu sadece benim madalyam değil, takım çalışmasının getirisidir. Şimdi biz de Fenerbahçe Spor Kulübü ile birlikte güzel bir başarıya imza attık diyebiliyoruz. Fenerbahçe, benim için çok önemli, eğer Fenerbahçe olmasaydı ne yapacağım belli değildi. Buraya geldiğim günden bu yana gerek Başkanımız, gerek Yöneticilerimiz, gerek şube sorumlumuz, gerek amatör şubeler sorumlumuz… Herkes bana çok destek oldu. Şu ana kadar Fenerbahçe’nin desteğiyle bu noktaya geldik.
Destekle daha iyi seviyeye çıkarız
Türk atletizmi yükselişe geçti. İnsanlar bu branştaki sporcuların bir şeyler yapabileceğine inanıyor. Kaldı ki atletizm olimpiyatların temelidir. Bu noktada daha fazla destek olunmalı. Amatör sporlara daha fazla destek verilirse, bu sporlar çok daha iyi bir seviyeye çıkabilir. Bakınız, kürsüye çıktığınız zaman ait olduğunuz ülkenin ismi geçiyor. Madalya tablosuna baktığınızda hangi atletin ne kazandığı değil, hangi ülkenin toplamda kaç madalya kazandığı yazıyor. Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Osman Aşkın Bak da bunu ifade etti. İnşallah bundan sonraki süreçte daha fazla destekle Türk atletizmini daha iyi bir seviyeye çıkarırız.