Bir yanda bu asırda Kadıköy’de galibiyet yüzü görememiş ama oynadığı futbol ile bu sene bu kara istatistiğine son vereceği konuşulan G.Saray , Bir yanda en kötü günlerinde bile G.Saray’a karşı net galibiyetler almış , sahaya formasını çıkarsan maçta favori olacak ama bu seneki vasat futbolu ile içten içe acaba dedirten Fenerbahçe .
İşte bu şartlar altına başladı derbi . Müthiş taraftarının hınca hınç doldurduğu tribünler , muhteşem bir MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve TÜRK BAYRAĞI kareografisi sunarken adeta bazı kesimlerce neden ele geçirmek için kumpaslar ve komplolar yapıldığının cevabını veriyordu .
Maç öncesi taraftarın tek korkusuna sebep olan Vitor Pereria’ya rağmen herkesin galibiyete inancı tamdı. Ve gerçekten de maça fırtına gibi başladı Fenerbahçe . Hücumda baskılı oynayan, her topa saldıran , ikili mücadeleleri kazanan ve pozisyonlar bulan bir Fenerbahçe karşısında gerçekten de ilk yarı eli ayağı titreyen ne yapacağını bilmeyen bir sarı-kırmızı takım sahadaydı . Geliyorum diyen gol 37.dakikada Diego ile geldi . Stadyumda bizlerin hatta hiçbir G.Saray’lının bile fark etmediği ancak ligtv pierosunda çıkan 18 cm. ofsayt bu sene başındaki aktif-pasif ofsayt hikayesinin bir kesin açıklama ihtiyacı duyulmasına bir kez daha sebep oldu . Gole kadar cimbom kalesini ablukaya alan Fenerbahçe gol sonrasında da Markoviç , Van Persie , Diego ile savunmasını öne çıkaran rakibi karşısında fırsatlar yakaladı ama hep son paslardaki acelecilik , beceriksizlik ilk yarının 2 veya 3 farklı bitmesine engel oldu . İlk yarıda sakatlık artı Gökhan-Markoviç karşısında çaresizliği sonrası mecburi değişikliğe giden Hamza Hoca Carole’un yerine, eskiden Fenerbahçe’de oynayıp beğenilmeyen Olcan’ı sol beke çekti . Rakipte forma giyen Bilal , Burak ve Olcan’ın bizde şans bulamayıp gönderildiğinin de altını çizmek isterim .
İkinci yarıya moralli giren Fenerbahçe ve yine mi yenileceğiz korkusu ve paniğinde olan G.Saray’a karşı maçı kazanmayı garanti edeceği fırsatları işte bu dakikalarda kaçırdı . 45-65 dakikaları arası savunma hattını orta sahaya kadar çıkarmak zorunda kalan rakibe karşı MARKOVİÇ ,NANI ,VAN PERSIE gibi hızlı silahlarını kullanamamak tamamen taktiksel bir zaaftı . Benin gözlerim bu maçta en çok VOLKAN ŞEN’i aradı.Terim tarafından sakat sakat oynatılan VOLKAN bu maçta bize büyük güç katardı . Markoviç açık alanda çok etkili bir oyuncu ama kapalı savunmalara karşı etkisiz kalıyor.Dün ikinci yarı aslında onun için büyük fırsattı ama fizik kondisyonundaki yetersizlik buna engel oldu .Ve maçta da 86 dakika sahada kalması tam anlamıyla fiyaskoydu.Çünkü özellikle 65 sonrası yakınındaki toplara dahi koşamayan bir MARKOVİÇ izledik . Zaman geçtikçe 1-0’ı koruma içgüdüsü baskın çıkmaya başladı . Pereira da yaptığı değişiklikler ile bunu oyuncularına belli edince o dakikaya kadar kalemize gelemeyen G.Saray topa daha çok sahip olup yüklenmeye başladı . Ama duran toplar hariç tek pozisyon bulamadılar . Bu sene yediği 9 golün 5 ‘ini yan toplardan kafayla yiyen Fenerbahçe için en büyük risk de zaten rakibe duran top fırsatı vermekti. Uzun senelerdir yaptığımız duran toplarda adam markajından vazgeçip alan markajı yapmamız buna en büyük nedendir.Ve Pereira bu inadından vazgeçmez ise daha çok bu tarz goller yiyeceğiz hazırlıklı olun. M.Topal ,Josef ,Ba, Kjaer ,Fernandao gibi kulelerin gol dakikasında sahada olup golü 1.70 cm’lik Olcan’ın atması zaten ne kadar büyük bir problemin bizim başımızda olduğunun göstergesidir . Kaleye isabetli şutu olmayan G.Saray’ın, tüm maç Volkan Demirel’in yere dahi yatmadığı bir maçtan yenik ayrılmaması açıklanması zor bir olaydır . İlk derbide kalemize 3 şut çekip 3 gol bulan Beşiktaş’tan sonra bu derbide de ilk gelen topun gol olması ayrı bir tartışma konusu .
Dün yediğimiz gol pozisyonu ne kadar oyununa gölge düşürse de BA iyiydi , Kjaer geldiğinden beri en başarılı maçını oynadı .Nani ilk yarı etkili idi ikinci yarı ise maalesef sahada yoktu .Forvette ise ne Van Persie ne de yerine oyuna giren Fernandao etkili olamadılar . Topal ve Josef görevlerini yaptılar ama ikisinin aynı anda 11’de olması benim futbol anlayışıma her zaman ters geliyor . O ikiliden birisi pas yapabilen , topla çıkabilen , faul alan bir oyuncu yani kısacası geçen seneki EMRE BELÖZOĞLU olsa idi dün o son 20 dakikadaki baskıyı yemezdik ve maçı da en kötü 1-0 galip bitirirdik. Maalesef söylüyorum takımımız öne geçtiği oyunlarda müthiş bir efor ile oynadığı için son dakikalara fizik olarak güçsüz giriyor ve orta sahamız da pas yapamayınca oyun hakimiyetini rakibe kaptırıyoruz. İlk yarılarını önde bitirip galip gelemediğimiz Akhisar, Rize ve G.Saray maçları zaten bunun en somut örnekleri .
Golden sonra yaptığı hareketlerle OLCAN , yedek kulübesine giderken yaptığı hareketlerle de BURAK yıllarca ekmek yediği Fenerbahçe kulübünden ne kadar da haklı gönderildiği anlaşılan oyuncular olduklarını ispat etmişlerdir. Maç sonrası ‘’ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ YENİLMEDİK’’ diyen bir teknik direktör ve 1-1 lik beraberliğe 5-0 maçı kazanmışcasına sevinen taraftarları gördükten sonra FENERBAHÇE’min ne kadar büyük bir camia olduğunu bir kez daha anlamış oldum . Sene başından beri eleştirdiğim PEREIRA için ise fikirlerim değişmeyecek .Üzülerek söylüyorum bu hoca başımızda kalır ise BEŞİKTAŞ şampiyon olur biz de G.Saray ile 2.lik mücadelesi veririz . Kangren olan parmağın kesilmesi şart. Geçen sene her gelenden 4 yiyen Prandelli sonrası hoca değişikliği G.Saray’ın şampiyon olmasındaki en büyük etken idi. ( Cumhurbaşkanının köşkte elini öpmesinin ardından tabi ki ) …
Uzun lafın kısası maç sonrası tribünlerde en az 45 dakika oturup kalan ben ve benim gibi binlerce taraftar dün galibiyet görmeyi herkesten çok hak ediyorlardı. Sen GALATASARAY’ı bile yenemedin be hocam . Biz bunlara kulübede uyuyan rahmetli ARAGONES ile bile ALEX sakatken 4 çekmiştik .
Her şeye rağmen gururlan FENERBAHÇE’li …4-5 sene evvel 0-0 skor sonrası tribünlere 3’lü çektiren SABRİ ve sevinçten çıldıran taraftarı bir kez daha DEJAVU yaşadılar ve sen yatağına üzgün mutsuz girerken onlar şampiyon olmuşcasına sevinerek uykuya daldılar. BUNUN ADI BÜYÜKLÜKTÜR .
Tek üzüntüm bir gün evvel divanda takımına sonuna kadar güvenip ‘’GALATASARAY’I YENECEĞİZ ‘’ diyen AZİZ YILDIRIM’ı takımının mahçup etmesidir .
by Serkan Acar
