Spor yazarlarının Gaziantep-Fenerbahçe maçı yorumları
20.12.2020
1/16
Süper Lig'de Fenerbahçe'nin Gaziantep FK'ya deplasmanda 3-1 yenildiği maçı spor yazarları değerlendirdi. İşte spor yazarlarının yorumları...
2/16
F.BAHÇE SERÜVENİ BİTEBİLİR
İLKER YAĞCIOĞLU: Erol Hoca geçen haftaki yenilginin ardından iki bekini değiştirerek maça başladı. Bir anlamda takım savunmasındaki zaafiyeti Gökhan ile Caner'e bağladı ki onları yedek oturttu... Gökhan'ı kabul ediyorum. Sakatlık sonrası iyi dönemedi. Ama Caner bu takımın hücumdaki en büyük silahı. Zaten tek formülün kanattan yapılacak ortalar. Caner olmayınca da bu silahınızdan mahrum kalıyorsunuz. Son 6 maçta 4. mağlubiyet geldi. Bu tablo ismi ne olursa olsun Fenerbahçe'nin teknik direktörünü büyük sıkıntıya sokar. Hafta arası Başakşehir maçında da galibiyet gelmezse Erol Bulut'un Fenerbahçe serüveni sona erebilir..
3/16
F.BAHÇE TARİHİNDE BENZERİ YOK
ŞANSAL BÜYÜKA: Fenerbahçe’nin kalesine yanılmıyorsam, son 4 maçta atılan 5. penaltı bu... Her maç bir penaltı, hatta daha fazlası... Allah aşkına Fenerbahçe tarihine bakın; eşi, örneği var mı? Elbette yok. Bugün ligin son sırasındaki takımlar bile kalelerinde her maçta bir penaltı görmezken, Fenerbahçe savunma anlayışı nasıl oluyor da her maç bir penaltı yapıyor? Fenerbahçeli oyuncular yeteri kadar büyük futbolcu olmayabilirler, ama formasını giydikleri kulübün, takımın çok büyük olduğunu hissetmeleri lazım... Ellleri-ayakları titriyor. Korkuyorlar, panikliyorlar, hemen dağılıp, kırılıyorlar. Tisserand geçen hafta ayağıyla, dün koluyla penaltı yaptı. Adam penaltıya abone... Elbette bir Tisserand değil...
4/16
HANGİ AKLA HİZMET...
AHMET ÇAKAR: Fenerbahçe; şaşırtmaya, taraftarını üzmeye, umutsuzluk yaratmaya devam ediyor. Dün gece yine kaybettiler. Söylenecek çok ama çok şey var. Gencecik bir kaleci... Yedikleri ilk golü çıkıp alabilirdi ama tecrübesiz. Alamadı, gol geldi. Erol Bulut, Karacabey maçında hangi akla hizmet Altay'ı oynatır. Haaa dün gece Altay oynasaydı Fenerbahçe yine kaybedebilirdi ama yanlışlar çok fazla. Niye Gökhan ve Caner'le başlamazsın. Bu iki kanat bekiyle ofansif anlamda mevcutlardan çok daha etkililer. İlk yarıya bakıyoruz tel tel dökülen, ne yaptığı belli olmayan bir Fenerbahçe... Üstelik Pelkas'la güzel bir gol bulduktan sonra Tisserand'ın acemi stoperlerin yapacağı cinsten penaltısıyla yenik duruma düştüler. Tisserand hangi akla hizmet o eli uzatır anlamak mümkün değil.
5/16
KİM GELİRSE GERİLİYOR
ŞANSAL BÜYÜKA: Fenerbahçe’de “Üzüm üzüme baka baka kararır” misali, biraz iyi olan Gustavo ile Ozan Tufan da kötülere ayak uydurmaya başladı. Cisse, “Mumyalar müzesinde” gibi hareketsiz... Oysa geçen yıl gollerin vazgeçilmez adamıydı. Thiam, Kasımpaşa’da birbirinden güzel goller atıyordu, Fenerbahçe’de adım atamıyor. Mert Hakan, Sivas’ta sürekli öne oynardı, Fenerbahçe’de devamlı yana oynuyor. Nedir bu iş, Fenerbahçe’ye kim gelirse niye geri vitese takıyor?
6/16
KOLTUKLARI SALLANIYOR
AHMET ÇAKAR: İkinci yarı Fenerbahçe baskıyı kurdu ama sadece baskı. Şuursuz baskı. Şutlar zayıf, kanatlara inemiyorlar, dolayısıyla da fazla pozisyon bulamıyorlar. Nerede o eski Gustavo ve Ozan... Topu yerlerdi... Onlar da takıma uymuş. Nereden nereye. Bir ay önce bu takım; ruhuyla, kadro kalitesiyle şampiyonluğun en büyük adayıydı. Şimdi ise başta Erol Bulut olmak üzere herkes tartışılır hale geldi ve birçoğunun da koltuğu sallanıyor. Antep, Türkiye'nin en büyük stratejisyen hocası Sumudica önderliğinde şampiyon adaylarını tek tek yeniyor. Top rakipteyken 5'li savunmayı, kendindeyken de üçlüyü oyuncularına ezberletmiş.
7/16
EROL BULUT HİKAYE ANLATIYOR
ERMAN TOROĞLU: Defansı delemiyorsun, bu sefer ne yapacaksın? Yani kaleyi kuşatmışsın, içeri giremiyorsun. Kapıyı kıracaksın. F.Bahçe'de kapıyı kıracak adam yok. Bu kadar transfer yapan F.Bahçe'de oyun kuracak, oyun aklı olan futbolcu da yok. Neymiş 22 oyuncu almışlar, bana ne... Öyle oyuncu veya oyuncular al ki derdine derman olsun. Erol Bulut her hafta hikaye anlatıyor.
8/16
TEK SORUMLU EMRE BELÖZOĞLU
ERMAN TOROĞLU: Burada esas hikaye anlatan Emre Belözoğlu. Tek sorumlu bence o. Ali Koç her şeyi ona emanet etti. O da çıkıp bazen La Fontaine'den masallar anlatıyor.
9/16
ÜSTÜNE ÇÖKEN KARA BULUTLAR...
GÜRCAN BİLGİÇ: Önlenemez aksilikler serisinin, acemilikler silsilesinin devam etmesi, Fenerbahçe adına anlam verilemez bir periyodu oluşturdu. Düşünün beraberlik golünün iki kahramanı Pelkas ve Sangare, yenilen iki golün “gereksiz“ faullerini de yapanlar. İki kişi sıkıştırdıkları forveti taç çizgisinde düşüren Pelkas. Direkten dönen topu rakibe asistleyen Gustavo. Sırtı dönük oyuncuya arkadan dalıyor Sangare, Tisserand koluyla topu önlemeye çalışırken penaltı yapıyor. Frikikten gelen üçüncüde de kendi sahasına bakan oyuncuyu da Mert Hakan düşürüyor. Tahmin edilemez, önlem alınamaz, kişisel “gereksizlikler“ bunlar. Erol Bulut'un üstüne çöken kara bulutlar yetmezmiş gibi, kendi takımının kontrolsüz hırsından darbeleri yiyor.
10/16
PROBLEMLERİ ÇÖZEMİYORLAR
GÜRCAN BİLGİÇ: Gaziantep takımı kapanan, etkili kontrataklarla pozisyon peşine düşen yapıda. Attığı iki gol de duran toptan. Fenerbahçe takım olarak yerleşmiş haldeyken ikramları yapıyor. Bahanesiz bir ortam var yani. İkinci yarıda forvetleri çiftleyip, Pelkas'ı da ikilinin arkasına yedekledi Erol Hoca. Üçlü orta saha, önde baskı ile kontrolü de ele geçirdiler. Merkezi kapatan rakip savunmayı yine kanatlardan taşıdıkları toplarla yıprattılar. Direkten dönen ve ofsayta takılan net pozisyonları vardı. Takım olarak puanın peşine düştüler, istediler ve uğraştılar. Zaten haftalardır yaşanan sıkıntı bu vücut dilinin ve arzunun takımdan uzaklaşmasıydı. “Yenileceksen bile iyi yenil“ şablonu Fenerbahçe'yi terk ettiğinden beri, problemleri de çözemiyorlardı.
11/16
DUBLÖRLERLE BU KADAR!
GÜRCAN BİLGİÇ: Maçta kaybedilen puanların değeri elbette yüksek. Ancak bunun yanına koyabilecekleri “takım duygusunu“ yeniden kazanmaları var. Maçın eleştirisini “olmayanlar“ üstünden yapmak manasız. Kenardakilerin oynadığı maçlarda da puan kayıpları varken, sahada olanlar için “neden yok“ diyorlardı. Bugünün hatalarının doğru analiz edilmesi sonraki haftalara pozitif yansıyabilir. Şu bir gerçek ki, direkt pasların kalitesi, şampiyon olmak isteyen bir takımın kalitesinden uzak. “Bundan sonra ne olacak?“ diye soranlar varsa, sakatlar döndüğünde başka şeyler konuşabiliriz. Dublörlerle bu kadar…
12/16
F.BAHÇE'NİN ÖZELLİĞİ YOK
ÖMER ÜRÜNDÜL: Erol Bulut'un takım tertibindeki en doğru kararı kanat beklerinde Novak ve Sangare'ye yer vermesiydi. İkisi de hem defansif zafiyet göstermediler hem de hücuma destek verdiler. Mert Hakan da tahmin ettiğim gibi Sivas'taki gücünden çok uzakta. İkinci doğrusu da devrede Ferdi'yi çıkarmasıydı. Ferdi genç bir yetenek, oynatılmayınca üzülüyor. Ama şans bulduğunda da 'Oynamak benim hakkım' diyecek performansı gösteremiyor. Fenerbahçe'nin oturmuş bir düzeni olmadığı gibi başka değişik özellikleri de yok. Örneğin, ilk yarı Gaziantep defans bloğunu zaman zaman öne çıkardı. Ama arkaya sarkacak oyuncu tipi yok. Gaziantep çok önemli bir galibiyet kazandı. Ama dün mücadele dışında olumlu bir futbol sergileyemediler.
13/16
YAPTI YAPACAĞINI!
KEMAL BELGİN: F.Bahçe Teknik Direktörü Erol Bulut, nedense Gökhan’la Caner’i kenarda bırakarak Nazım ile Novak’ı tercih etmişti. Oysa üçlü savunmayla oynayan G.Antep’in kenardan organize bir F.Bahçe karşısında sıkıntıya düşeceği de aşikâr idi. Hele hele Caner’in olmayışı şaşırtıcıydı. Orta saha kendi arasında iyi pas yaparken önde pek sağlıklı pas diyaloğu kurabilecek adam bulamadı. Hele de Ferdi’nin oyundan alınıp Thiam’ın oyuna katılımıyla bütün kenar işlevleri aksamaya açık duruma gelmişti. Tabii bu yazımızda da şu Tisserand’dan bahsetmek lazım. F.Bahçe epeyce bir zamandır dörtlü alan savunmasının temel direkleri olan ikiliyi seçmede, bulmada inanılmaz yanlışlar yapmakta. İşte bunlardan biri de penaltı canavarı Tisserand. Dün akşam da yaptı yapacağını. Maçın hakeminin Cüneyt Çakır oluşu da bu önemli müsabakada hem sahanın içinde hem de kenarda yangın çıkmamasının en büyük nedeniydi.
14/16
BEŞİKTAŞ VE G.SARAY DA...
ENGİN VEREL: Her zaman belirttiğim gibi her yıl birçok futbolcu alıp birçok transfer yaparsanız takım iskeletini oluşturamazsınız. Açıkçası ‘Takım’ olamazsınız. 70’li yılların başından sonraki yıllarda Beşiktaş ve Galatasaray uzun dönem şampiyon olamadığında maalesef Fenerbahçe’nin son 3 yıldır yaptığı transfer politikasını izlemişti. Neydi bu derseniz; ‘Çok adam alıp, çok adam göndermek’ti.
15/16
10 FIRIN EKMEK YEMESİ LAZIM
ENGİN VEREL: Şimdi gelelim dünkü Fenerbahçe takımının iskeletine. Kaleci var mı? Yok. Stoper var mı? Ön liberoda Ozan’la Gustavo’yu birleştirdiğinizde iyi bir tek adam ortaya çıkartabiliriz ki Gustavo da bu maçta diziyle ‘Al da at’ dercesine rakibine asist yaptı. Serdar-Tisserand ikilisi son yıllarda kötülerin iyisi dediğimiz iki oyuncu. Ve Tisserand da eliyle oynayarak penaltıyı yaptıran adamdı dün akşam. Büyük ümitlerle transfer edilen Mert Hakan’ın defans mı, kanat mı, orta saha mı, yoksa oyun kurucu olarak mı görev yaptığını anlamak mümkün değildi. Mert Hakan, “İdolüm Emre” demişti ama Emre Belözoğlu olmak için 10 fırın ekmek yemesi lazım. Genç Ferdi’ye her zaman şans tanıyalım dedik ama o dün akşam yaşlılar gibi bir görüntü verdi. Golcü Cisse ise sahada gözükmezken, yerini basketçi görünümlü Ademi’ye bıraktı. Bunun dışında baktığımız zaman sahada hareketli olarak gördüğümüz defansın sağı ve solunda Sangare ve Novak, bir de Pelkas’ı vardı. Bilhassa defanstaki bu iki arkadaş görev almadıkları için paslanmış durumdalardı.
16/16
KREDİSİ TÜKENİYOR
ENGİN VEREL: Erol Hoca, Thiam’la beraber ikili santrfora döndükten sonra Fenerbahçe’ye biraz hareket gelmişti. Ancak son vuruşların isabetsizliği sorun... Cisse gibi golcü dediğimiz bir oyuncunun 3 metreden topu direğe çarptırması, Pelkas’ın da boş kaleye plase yapamaması, şanssızlık ve beceriksizlik karışımıydı. Fenerbahçe deplasmanda kazanıp, iç sahada kaybediyordu. Bu yenilgiden sonra haftaya Başakşehir’i yenmek zorundalar. Aksi halde Erol Hoca’nın kredisi tükeniyor. Hem kendisini hem de Fenerbahçe’yi düzlüğe çıkartmak için şiddetle buna ihtiyacı olacak.
|
