Yazarlardan Fenerbahçe değerlendirmesi!
25.04.2023
1/16
YAZARLARDAN DEĞERLENDİRME
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin sahasında İstanbulspor ile 3-3 berabere kaldığı maçı köşelerinde yorumladı. İşte yazarların değerlendirmesi...
2/16
“KIRILGANLIKLAR HEP VAR“
Uğur Meleke/Hürriyet: “Fenerbahçe, Dünya Kupası öncesi mental olarak ne kadar kuvvetliyse, turnuva sonrası saha içinde o denli kırılgan görünüyor artık. Dün 2-0, 2-1 ya da 3-2 öndeyken skoru tutabilecek keskin bir görüntü veremediler. Bütüncül duramadılar. Kopukluklar, kırılganlıklar hep vardı sahanın içinde. Bunun bedelini de hayati bir 2 puan kaybıyla ödediler. Tekke’nin İstanbulspor’u bu son derece kısıtlı kadro kalitesine rağmen son 10 günde çok iyi sonuçlar aldı: Önce topla yüzde 40 oynayarak Başakşehir’i 1-0 yendiler. Sonra yine meşin yuvarlağa %32 ile sahip olarak Antalyaspor ile 3-3 berabere kaldılar.“
3/16
“ARDA OYNASA FARKLI OLURDU“
Erman Toroğlu/Sabah: “Fatih Tekke İstanbulspor'a geldikten sonra çok düzgün bir teknik adam profili çizmeye başladı. Hareketleri, konuşmaları ve oynattığı futbol, Türk futbolu için güzel bir ışık. Hani maçtan evvel taktiğini bile söylüyor. Jesus'un nasıl bir takım çıkaracağı belli değil. Arda'nın dünkü oyunundan sonra herhalde nerelerde hata yaptığını anlamıştır. Kamuoyu baskısı olmasa çocuğu hala süründürecekti. Bu çocuğu daha evvel ilk 11'de çıkarsa sonra oyundan alsa Fenerbahçe'nin puanı farklı olurdu. Mutlaka şampiyon takımın hocası yılın teknik direktörü olacaktır ama ben şu anda Fatih Tekke'yi yılın en iyi ikinci teknik adamı yaparım. Fenerbahçe aleyhine verdiği penaltı bence doğru ama Fenerbahçe'nin golünü iptal etmesi yanlış.“
4/16
“KOCA F.BAHÇE EZE'Yİ DURDURAMADI“
Ömer Üründül/Sabah: “İstanbulspor koşan, disiplinli mücadele eden bir takım. Ama kadro kalitesi olarak ligin en zayıf ekibi. Üstelik ideal 11'inden kalecisi dahil 4 oyuncusu yok. Fenerbahçe böyle kritik bir dönemde Galatasaray'ın bir gün önceki beraberliğinin moraline rağmen dün gece adeta harakiri yaptı. Fenerbahçe, şansının da yardımıyla kazandığı birçok maçta dahil iyi futbol oynamıyor. Bunun da en önemli nedeni her zaman vurguladığım gibi Jesus “kafasına göre“ her maç büyük rotasyonlara giderek taşlarla rekor sayıda oynaması. 4 gün önceki maça göre kadroda 5 değişik isim var. O maçta orta sahanın ortasındaki Crespo ve Arao, ikisi birden yok. Koca Fenerbahçe takımı sadece gücü ile ayakta kalan 2. sınıf forvet Eze'yi durduramıyor. Jesus, Samet Akaydın'dan fayda gelmediğini galiba ancak bu maçın son 15 dakikasında anladı! Aman Fenerbahçe yönetimi Jesus'la seneye de devam etsin!“
5/16
“ELLERİ - AYAKLARI TİTRİYORDU“
Gürcan Bilgiç/Sabah: “Kadıköy eski iddialı günlerinde, coşkulu seyircisiyle, “mucizeler“ yaratan takımının peşine düştü yeniden. Sezon biterken, yeni sezon gibi heyecanı taşıyorlardı. Ama bu kez sahadaki oyuncuların elleri – ayakları titrer haldeydi. Szalai'nin golünde kaleciye faul var dedi maçın hakemi. Topu yumruklayıp, rakibe çarpan kaleci için çaldı düdüğünü. İstanbulspor'a VAR'dan verildi penaltı. Halil Umut Meler çağırdı hakemi. Yakın mesafede, Ferdi'nin ayağına çarpıp, koluna gelen top için verdiler bu kararı. FİFA hakemi doğal konumu süzemiyor, yorumlayamıyor. Karar verilmiş bir kere; kaderi de değiştiremiyorsun.“
6/16
“TEKKE, JESUS'A DERS VERDİ“
Ercan Güven/Milliyet: “Zaten sekiz sezondur boğazından bir “kupa” geçmemiş, içi ezilmiş, asabileşmiş Fenerbahçe gibi bir devin “iştahını” açarsanız, elinden zor kaçarsınız!.. Eve gelmiş İstanbulspor’u ham yapar… Doymaz; sizi de “yemek için” yerleştiğiniz zirveye kadar kovalar. Bu bir masal… Duy da inanma! Bu bir masal… Duy da inanma! Kabus oldu düşmemek için çabalayan İstanbulspor ile Kadıköy’deki mücadele aslında. Fatih Tekke, Jorge Jesus’a strateji dersi verdi. Şok geçmeden Fenerbahçe’nin kronik hastalığı hortladı. Hani, önde baskı yaparken arka tarafı unuttuğu hastalık… Hem yazık hem ayıp… Şampiyonluk yolunda müthiş bir ikramla karşılaşmıştı Fenerbahçe. Neden boğazına takıldı, anlatsın hocası, başkanı biz de anlayalım.“
7/16
“KÖTÜ NİYETLİ HAKEM“
Emre Bol/Fotomaç: “Böyle maçları oynaması zordur kabul ediyorum. Şampiyon olabilmek için rakibinin puan kaybettiği hafta, “mutlaka kazanma“ baskısı Fenerbahçeli oyuncuların acele oynamasına neden oldu. Buna bir de kötü niyetli hakem eklenince stres dolu bir karşılaşma izledik. Hakem Kadir Sağlam'a soruyorum; Pedro'nun attığı ilk golde ne vardı da iptal ettin? Ferdi'nin arkası dönük, görmediği bir pozisyonda eline “çarpan“ topu nasıl penaltı olarak değerlendirdin? Eski kaşarları anladık ama sen yeni mi çıktın? Yahu arkadaş; Mert Hakan'ı hangi vasıflarıyla ilk 11'de oynatıyorsun? Adam hem kötü oynuyor hem de saatli bomba! Her an kart görme tehlikesiyle karşı karşıya… Tek yaptığı şey tribünleri gaza getirmek. Lakin bunu herhangi bir amigo da yapabilir.“
8/16
“BOYUNDAN BÜYÜK İŞLER YAPIYOR“
Engin Verel/Akşam: “Haddini bilerek oynayan ve hata kollayan İstanbulspor'a karşı beklediğimiz gibi coşkulu ve önde basan bir Fenerbahçe vardı. Ancak buna rağmen ileri uçtaki oyuncular kaleye gitmekte ve şut atacak boşluklar bulmakta zorlandı. Zaman zaman penaltı için zorlamalar olduğunu da gördük. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır diyerek İstanbulspor'un bu anlayışına saygı göstermekle birlikte, futbolun seyir zevkini öldüren bu anlayışı hiç bir zaman onaylamadım. Elbette güç dengeleri İstanbulspor'un aleyhine ama futbol her zaman yıldızların değeriyle kazanılan bir oyun değil. Bunun en güzel örneğini Karagümrük lider Galatasaray karşısında gösterdi. Bu ilkel oyun anlayışının artık terk edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Arda'nın artık boyundan büyük işler yapabileceğini görmek ve sabırla, inatla oynatmak gerekiyor. Her şeyden önce futbola estetik katan bir yeteneği, çok düzgün ayağı, yeteneğini zekasıyla birleştiren bir özelliği var.“
9/16
“HERKES TEDİRGİN“
Oktay Derelioğlu/Takvim: “Arda Güler'in 2. yarının başında attığı harika gol tam Fenerbahçe'yi rahatlattı derken konsantrasyon bozukluğundan verilen pozisyon ve akabinde penaltı golü ve ardından gelen İstanbul'un 2. golü Kadıköy'de buz gibi bir hava estirdi. Gerçek şu ki konsantrasyon bozukluğu ve stres basit hataları beraberinde getirir. Pedro'nun golü Fener'i tekrar öne geçirirken stresli futbol herkesi tedirgin ediyordu. Fenerbahçe 90+6'da bir kez daha yakalandı ve zirve yarışında 2 puan kaybetti. Belki de en çok hatırda kalacak puan kaybını yaşadı. “Gerçek şu ki konsantrasyon bozukluğu ve stres basit hataları beraberinde getirir. En çok hatırda kalacak puan kaybı yaşandı...“
10/16
“NE OLDUĞUNU ANLAYAMADI“
Engin Kehale/Hürriyet: “Arda’nın resitali ile 2-0’ı yakalayan Fenerbahçe, ikinci yarıda 57-66 arasında 9 dakikada ne olduğunu anlayamadan tabelaya baktığında 2-2’yi gördü. Valencia-Pedro ikilisi ile 71’de gelen gol, galibiyetin habercisi derken; bu defa Eze sahneye çıktı ve şampiyonluk yarışında puan farkının kapanmasına “dur” dedi. İşin ilginci, 3-2 ile taraftar kendini bulmuştu. Sezonun ilk yarısındaki sinerjinin bir benzeri var gibiydi stadyumda. Son dakikada gelen gol, maç sonunu taraftar-Jesus sürtüşmesi ve gerilimi ile bitirdi. Bu hayal kırıklığından bir geri dönüş olur mu? Olur ama birleşerek. Ayrılarak değil.“
11/16
“ÇOK DOLUYUM, ÖFKELİYİM“
Elvir Baliç: “Çok doluyum, öfkeliyim. Bence kaybedilmiş bir şampiyonluk Jesus'a yazar. Son haftalarda kazanıyordu Fenerbahçe ama nasıl kazanıyor onu söylüyorduk, bırakın Dünya Kupası öncesindeki futbolu artık iyice uzaklaşmıştı oyunundan. Artık Fenerbahçe o kadar ezbere oynuyor ki, nereden bakarsan bak artık Fenerbahçe'yi herkes çözüyor. Neresinden bakarsan bak iyi değil Fenerbahçe. Hangi değişiklikler olur, ilk kim çıkar gibi sorsan dışarıda taraftara yüzde 90 herkes bilir. Bunda Jesus en büyük etken Bana göre bırakılan iki puan, oyun da eksik. Çok üzgünüm ne diyeceğimi de bilemiyorum. Fenerbahçe'de Arda dışında Valencia da bazen, bunların dışında sorumluluk alacak oyuncu kim soruyorum ben.“
12/16
“ONU GİDİP İÇERİDE YAPACAKSIN“
İlker Yağcıoğlu: “Jesus belki liderliğini göstermek istiyor, bu tip şeyler olur kaybettiğiniz zaman 'bizim kaybettiğimiz bir şey yok' falan demek istiyor takımı alkışlatırken ama burası Türkiye, burası Fenerbahçe kulübü. Ligin en az gol atan takımlarından birine 2-0 öne geçtikten sonra bu alkışlatmayı sahada yapmayacaksın, gideceksin soyunma odasında yapacaksın“
13/16
“TARAFTARIN GÜL ATMASINI BEKLEME“
Tolga Zengin: “Bunu yapıyorsan eğer taraftarın sana gül atmasını bekleme. Sana tabii ki tepki gösterecek, bir karşılığı olacak. Sen alkışlıyorsun taraftarı zaten doğrusu o. Sen taraftardan o alkışı bekleyemezsin. Belki konuşmayı da anlayabilirim sahadakini. Orada 17 yaşındaki Arda'nın Jesus'u taraftarın önünden alması bence hocanın düşünmesi gereken nokta.“
14/16
“ARDA GÜLER SIRTLAMAK ZORUNDA MI?“
Ogün Temizkanoğlu: “Bütün yükü Arda Güler sırtlanmak zorunda mı. Sen 3 tane gol attın ama organize ataklarla atmadın ki. Arda ve Emre'nin bireysel çabalarıyla attın. Giydiğiniz formanın hakkını vermek zorundasınız. O taraftar dünkü beraberlikten sonra güçlü bir oyun göreceğiz, güçlü bir oyun göreceğiz, galibiyet göreceğiz diye geldi ama göremedi“
15/16
“BU HALDE OYUNCULARI ALKIŞLATAMAZSIN“
Kemal Aslan: “Şampiyonluk şarkıları söyleyen, şampiyonluk havasına girmiş bir camiada hayal kırıklığı yaşayan oyuncuları sahanın ortasına toplamışsınız ve birşeyler anlatıyorsunuz. Alkışlamaya götürüyorsunuz tribünlere. Bunlar Türkiye'de olmaz. İngiltere'de İspanya'da Almanya'da olur ama burada olmaz“
16/16
“FATİH TEKKE BİLE '0' YAZMIŞTI MAÇA“
Rıdvan Dilmen: “Fenerbahçe'nin bugün puan kaybedeceğini rüyamda görsem inanmazdım. Fatih Tekke'nin maç öncesi röportajına bakın. 'Mükemmele oynamanız ve rakibimizin kötü oynaması gerekiyor' demişti. Maç öncesi hanesine 0 yazmış Fatih hoca. Fenerbahçe, evinde Giresunspor'dan bir gol az yemiş. Nasıl şampiyon olacaksın? Jorge Jesus'un hiçbir mazereti yok bu tablo karşısında. Fenerbahçe'nin bu kadar gol yemeye hakkı yok. Fenerbahçeliler üzgündür tabii, ben de üzgünüm. Ancak ligde son 3 aydır en iyi futbolu oynayan takım Galatasaray, sonra da Beşiktaş.“
|
