Fenerbahçe'nin efsane isimlerinden Aykut Kocaman; sarı lacivertli kulüpteki kariyeri, Ali Koç'un kendisiyle ilgili yaptığı açıklama, geri dönüş beklentisi ve Aziz Yıldırım hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe’nin eski futbolcusu ve teknik direktörü Aykut Kocaman'ın, NTV’ye verdiği röportajın ikinci bölümü yayımlandı. Başkan Ali Koç'un kendisi hakkında yaptığı açıklama, Fenerbahçe'deki teknik direktörlük dönemi, UEFA'da oynanan yarı final ve 3 Temmuz sürecine dair çarpıcı açıklamalar yapan Aykut Kocaman, Galatasaray'a son maçta kaybedilen şampiyonluğa da değindi.
"FENERBAHÇE, AZİZ YILDIRIM İLE BAŞKA BİR SEVİYEYE ÇIKTI"
Fenerbahçe'nin Aziz Yıldırım'la birlikte büyük bir yükseliş yaşadığını, ekonomik anlamda da dünya kulüpleriyle yarışacak seviyeye geldiğini kaydeden Kocaman, "Antrenörlük serüveninde pek kolay bir dönüş olacağı gözükmüyordu. Halisane duygularımı düşüncelerimi söylüyorum. Fenerbahçe, Aziz Yıldırım ile birlikte 2003 sonrası başka bir seviyeye çıkmıştı. Hem kulübü fiziki varlıklarıyla ve aynı zamanda mali durumuyla diğer tarafından takım yönüyle de. Son derece yüksekten uçuyordu, Türkiye standartlarının çok üzerindeydi. Daha fazla yabancı ağırlıklı antrenör seçimleri vardı. Daum, Zico, Aragones gibi... Daha da önemlisi oyuncu seçimlerinde de farklı bir seviyedeydi Fenerbahçe. Gelemeyeceği düşünülen pek çok oyuncuyu getirdi. Ortega olağanüstü bir oyuncuydu. Arjantin'in ikinci Maradona'sıydı. 25-26'lı yaşlarda buraya getirdi. Alex, Roberto Carlos, Nicolas Anelka... Fenerbahçe farklı bir yerdeydi." dedi.
3 TEMMUZ SÜRECİ...
Fenerbahçe'nin büyük yükselişinin 3 Temmuz'da engellendiğini vurgulayan Kocaman, "İşler iyi gidince birileri çelme takmaya hazırlanır, aşağı çekilir. Nihayetinde de çekildi zaten. 1-1.5 milyar dolarlık bütçeye doğru giderken bir anda 2011'de beline vuruldu. Her şey berbat edildi. Türk futbolu çökertildi. O günlerden bugünlere geldik." açıklamasını yaptı.
"ŞAMPİYONLUK KAZANILSAYDI, DAUM KALACAKTI"
Sportif direktörlüğün planları arasında olmadığını belirten deneyimli Futbol adamı, Daum'un Fenerbahçe'den gönderilme sürecine de değinirken "Planlamamda sportif direktörlük yoktu. Teknik direktörlüğün arkasında profesyonel yöneticilik kısmına doğru kulüplerin geçmesi gerekiyordu. Olabilirdi. Bu biraz da başkanla benim aramdaki geçmişe dayanan ilişkiye bağlı olarak ihtiyaç olması hasebi, Fenerbahçe'ye dönüş tarafı biraz daha ağır bastı. Kariyer planlamasının dışına taştı. Yaşayarak öğrenirim diyordum. Sportif direktörlük tarafına geçtim. Daum'la ilgili bir karar verildi ve gönderildi. Kulübün üstünde muazzam bir yıkım var. Yine son hafta şampiyonluk kaçırıldı. Uzatma dakikalarında altıpasın içerisinden 3 pozisyon kaçtı. Normalde atarlar onları. O goller olsaydı, Daum gönderilmeyecekti ve hiç böyle bir şey olmayacaktı. Trabzonspor maçında o gün, galibiyeti ve şampiyonluğu, sportif direktör olarak kalmayı tercih ederdim. Öyle bir yıkımın olmasını istemezdim." şeklinde konuştu.
"BÜTÜN RAKİPLERİMİZİ YENDİK, BÜTÜN RAKİPLERİMİZİ"
2012-2013 sezonunda sarı lacivertlilerden ayrılış süreciyle ilgili konuşan Kocaman, "10 yıl sorumlu olarak çalıştım Türkiye liglerinde. Çeşitli takımlarla inişler, çıkışlar, krizler, insanlar, adam göndermeler, almalar, bir sürü şey. 1 yıl sportif direktör olarak çalıştım Fenerbahçe'de. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi kulüplerde insanlara daha değerli bir görev verilemez. 1 sene sportif direktör olarak durdum, baktım, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hiç istemediğim halde teknik direktör oldum. İlk 6 ay sudan çıkmış balığa dönüyorsun. Genç antrenörlerin sorunlarını 3 aşağı 5 yukarı biliyorum. Oldum dedikleri anda bu seviyeye geldikleri anda rüzgarın beklemediğin yerlerden geldiğini görüyorsun. Bu kulüplere uyum sağlayana, kontrolü alana kadar olan süreç zor. İlk 5-6 ay gerçekten kabus gibiydi. Çok sıkıntılı bir dönemdi. Devre arası kampı ve kupadaki Yeni Malatyaspor maçı vardı. Buzlu sahaydı, mağlup olduk. Her şeyin üstüne tuz biber ekti. Berbat hale geldi her şey. Ayrılma zamanı gelmişti aslında. Başkanın bu konuda her teknik direktörle sezonu bitirme gayreti önemli bir şeydir. Kişisel olarak bırakma eğilimim yüksekti. Başkan izin vermedi. Ne kadar üstüne çamur atılmaya çalışılırsa çalışılsın, 2010/11 şampiyonluğu 88/89 şampiyonluğu kadar değerli, kuvvetli bir dönüş olarak gözüktü Fenerbahçeliler için. Bütün rakiplerimizi yendik, bütün rakiplerimizi. Aslında bütün derken sadece sahadakileri değil, yaşananlara bakınca bütün rakiplerimizi yenmeyi başarmışız." dedi.