Türkiye'nin en önemli teknik adamlarından Ersun Yanal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Türk futbolunun geleceğiyle ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı.

Son olarak Antalyaspor’u çalıştıran ve bir süredir hiçbir takımda görev almayan Teknik Direktör Ersun Yanal, Türk futbolunun içinde bulunduğu sorunlara dair önemli açıklamalar yaptı.

Sosyal medya hesabından seri paylaşımlar yapan ve yetkililere çağrıda bulunan Yanal, futbol endüstrisinin ayağa kaldırılması için bazı önerilerde bulundu. Finans alanında Özgür Demirtaş’tan yardım alınması gerektiğini söyleyen Yanal’ın bu sözleri, Özgür Demirtaş’ın geçtiğimiz yıl futbol hakkında tepki çeken bir paylaşımını akıllara getirdi.

İşte Ersun Yanal’ın paylaşımları:

“Futbol, güzel bir orman. İçinde onlarca nadide fidan var. Bu ormana elimizde alevler saçan meşalelerle girersek herkesi yakarız. Avrupa ile yarışabileceğimiz en önemli markamız olan futbolu, bir orman gibi koruyup kollayalım. Şu anda zifiri karanlık bir odada, olmayan siyah kediyi arıyoruz. Işıkları yakalım, aynaya bakalım, kendimize çeki düzen verelim. Gözlerimiz kapalı, uçurumun kenarında yürüyoruz, düşmek üzereyiz.”

“ÖZGÜR DEMİRTAŞ’TAN YARDIM ALALIM”

“Gün; bugün, yarın çok geç. Planlama yapalım. Finans için Özgür Demirtaş’tan, pazarlama için Tuğrul Akşar ve Ceyhun Kuburlu gibi isimlerden destek alalım. Profesyonellerle kulüplerimizi buluşturup yola çıkalım. Sorun, futbolu yönetmek değil, ekonomiyi yönetmek. Kaybedenin sadece kulüpler olduğu düzene son verelim. Yoksa bugünkü yayın gelirleri yarın olmayacak. Futbolumuzu pazarlayalım.”

“NBA GİBİ BİR SİSTEMİ ACİLEN KURUP…”

“Bugün MANU’daki pazarlama departmanında çalışan kişi sayısı, sadece futbol değil, tüm Türk kulüplerindeki pazarlama personelinden fazla. Çözüm burada… Ligin kalitesini artırmalıyız. Bunun yolu rekabet, eşitlikten ve finansal fair-play’den geçiyor. NBA gibi bir sistemi acilen kurup işleterek her şeye yeniden başlamalıyız. Yoksa tribündeki bu doluluk oranları da yakında olmayacak. Biz teknik adamlar da üzerimize düşeni yapmalı ve yeni kurulacak sisteme koşulsuz şartsız destek vermeliyiz. Bu artık kimsenin kaçamayacağı bir zorunluluk.”