Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, “Geldiğimiz nokta itibarıyla belirlediğimiz 3 hocayla görüşme müzakereleri devam etmektedir. İkisi ile parasal konularını müzakere etme aşamasına geldik” dedi.
Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu şubat ayı olağan toplantısı Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Başkan Ali Koç, divan kurulunda yaptığı açıklamada, koronavirüse yakalanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerini iletti.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nde tarihe geçmiş pek çok önemli olayın olduğunu dile getiren Ali Koç, “Bunların en önemlisi de 27 Aralık 2021 tarihi olacaktır. Zira bu tarih Fenerbahçelilerin hiçbir zaman unutamayacağı önemli değerli bir gün olarak geçecektir. 27 Aralık 2021 tarihi bu vatanın bir parçasıyım diyen herkesin hatırlaması gereken bir gün olacaktır. Bu tarih bir milleti bir terörist çetesine karşı uyandıranların olduğu tarihtir. Hukuksuzluğa karşı hukukun kazandığı gündür. 10 yıl boyunca olduğu gibi tarih bir kez daha tüm Fenerbahçelileri haklı çıkarmıştır. Tüm Türkiye’nin de şahit olduğu gibi en zor şartlardan geçip en ağır mücadeleye girerek elde ettiğimiz 2010-2011 yılındaki şampiyonluğumuz hedef alınarak kulübümüzün Cumhuriyetimizin tüm değerlerini önceki başkanımız Aziz Yıldırım’a, eski yönetim kurulu üyelerimize davadaki diğer arkadaşlarımıza varlığımıza, bütünlüğümüze yapılan FETÖ saldırısı 27 Aralık’ta son bulmuştur çok şükür” dedi.
“DİK DURAN AZİZ YILDIRIM VE TARAFTARLARA SONSUZ TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Ali Koç, dik duran eski başkan Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’yi her yerde savunan milyonlarca taraftara sonsuz teşekkürlerini ileterek, “O dönem masumiyet kalibresi hiçe sayılarak dosyadaki gizlilik kararı görmezden gelinerek bir kısmı firari, bir kısmı hapiste olan emniyet, yargı ve medya mensupları Fenerbahçe’yi sistematik olarak suçladılar. Günlerce, haftalarca, aylarca iftiralar attılar medyaya sistematik servis yaptılar. Tüm bu sistematik yapıya karşı devletin tüm gücünü arkasına alan medyaya istediğini yaptıran, bu güce karşı yıllarca süren mücadelemizin zaferler taçlanmasıyla Fenerbahçemizin tertemiz olduğu ortaya çıkınca sanki hiçbir haber değeri yokmuş gibi medyamız görmezden geldi. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak sırf bu sebeple ‘Fenerbahçe şike yaptı’ diye yazan, çizen, konuşanların inadına Yargıtay kararımızı pek çok gazeteye ilan olarak verdik. Verdik ki iftiracılar gerçeklere mecbur kalsın, Fenerbahçe’nin haklılığı yüzlerine tokat gibi çarpsın. Yargıtay kararı sonrası ilk gün ‘şimdi hesap vakti’ dedik. Fenerbahçe’nin hesap vaktinde maddi manevi herkes bu işin hesabını verene dek peşinde olacağız. Hesap vaktinin ilk adımı olarak en önemli başlıklardan birini olan TFF’ye tazminat davamızla ilgili konuşmak isterim. Ne yazık ki son dönemde şahsıma ve yönetimime yapılan bezdirme yıpratma politikaları algı operasyonlarının bir tanesine bunu eklediler. Yok yanlış açmışız, şöyle yapmışız diye bu bildiğiniz üzere çok uzun kapsamlı bir çalışmanın sonucu olarak Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkının 3 Temmuz sürecinde dönemin TFF’si tarafından engellenmesi, hatta gasp edilmesi neticesinde Fenerbahçe’nin uğramış olduğu zararların tazmini için mahkemede tazminat davası açtık. Bununla beraber niye bu kadar düşük rakamla açtınız dediler. Hulusi Belgü zihniyetindekiler atlamış uçak yolcuğu demek ki o kadar uzun değildi. Elbette bu davada talep edilen tutar Fenerbahçe’nin uğradığı zararları karılamaya yetmeyecektir fakat hesaplanan ve hiçbir şekilde tartışma konusu olamayacak kesinlikle olan kalemleri tespit ederek, talep artırımında bulunma hakkımızı daima saklı tutarak asgari bir tutar belirledik. Bizim itibarımız marka değerimiz imajımız gerek ülkemizde gerek Avrupa futbolunda yerle bir edildi. Borsa değerlerimiz çöktü ama ne yazık ki mevcut hukuk sisteminde bunları tazmin etmenin ne yazık ki mümkünatı yok” diye konuştu.
“AZİZ YILDIRIM’IN AÇIKLAMALARINI MEMNUNİYETLE KARŞILADIK”
Davaların hukukçular tarafından yürütülen uzun ve kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğunu vurgulayan Ali Koç, “Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü bünyesinde bulunan hukukçular değil, hem kıymetli akademisyenlerden ve avukatlardan oluşan çok geniş bir yaklaşımdan bahsediyorum. Bunu bahsederken şu kişiyi bu kişiyi dahil etmediniz diyebilirsiniz. Bu konuda da sonuna kadar biz itimat etmenizi sizden diliyorum. Son dönemde bugünlerde yargılama süreci devam ederken bu davayla ilgili camiamızın bazıları tarafından çeşitli yorumlar, değerlendirmeler yapıldığını görüyoruz, takip ediyoruz. Hukuk yargılamalarında görüş farklılıkları mevcuttur ancak devam eden bir davayla ilgili böylesine kesin hüküm veren fikirler yapılması son derece tehlikelice yanlıştır. Dün, Yargıtay kararı ardından kendilerinin atacak adımlarla ilgili önceki başkan Aziz Yıldırım’ın bazı açıklamalarını takip ettik. Okuduklarımızı memnuniyetle karşıladık, yalnız bazı üyelerimiz de ifade ediyorlar. Bizler birbirimizi yedikçe, kavga ettikçe, birbirimizi başkalarının önüne attıkça sosyal medya ortamında kulübü hedef aldıkça bazı şeylerde muvaffak olmamız çok zordur. Bu davada göreve geldiğimiz süre boyunca Aziz Yıldırım ve ekibiyle, avukatlarıyla ortak bir şekilde çalışmayı, beraber hareket etmeyi kulübümüz menfaatleri için önemli bulduk, hamlelerimiz oldu. İstediğimiz noktada muvaffak olamadık. Burada Şekip Mosturoğlu’na ayrı parantez açmak isterim. Kendisi Fethi Pekin ile olan şahsi istişarelerde bulundu. Özellikle son geldiğimiz noktada tazminat davası ile ilgili daha fazla istişareler oldu. Ama görüyorum ki biz kendi kendimizi kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Fenerbahçe’nin uğradığı zararların tazmini için sonuna kadar kişisel problemleri bir yana bırakıp kenetlenip kişiler ev kurumlar ayrı demeden bu mücadeleyi topyekün beraber vermemiz lazım. Önceki başkanımız kendi kulvarında, Fenerbahçe Spor Kulübü kendi kulvarında gitmeyle en iyi sonuca varmamızın mümkün olmadığını bu yönde bizim her daim beraber çalışmaya açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Yoksa bizler kaybedeceğiz. Akıl akıldan üstündür, hepimiz bu geminin içindeyiz, davanın parçasıyız anlayışıyla hareket etmediğimiz takdirde bu konuda gol yeriz. Aman onlar kendi yolundan gitsin hata yaparlarsa vururuz anlayışı fayda sağlamaz. Fenerbahçe Spor Kulübü derinden ve dibinden bu süreç içinde etkilenmiştir. Ekonomik açıdan, finansal açıdan, itibar açısından etkilenmiştir. Rekabetçilik açısından etkilenmiştir. Bu süreç sonrasında kaç şampiyonluğumuz var. Bizi geçen rakibimizin kaç şampiyonluğu var. Kişisel sorunları geride bırakalım ve hep beraber hareket edelim” ifadelerini kullandı.
“İNŞALLAH OLUMLU KARAR ÇIKAR”
Türkiye Futbol Federasyonu’na iki tane başvuruları olduklarını ifade eden Ali Koç, “Birinci başvuru Süper Kupa’nın tekrar oynanması yönünde. Bunu da federasyonun olumlu yaklaştığını, oynanırsa rakibimiz olacak Beşiktaş’ın sıcak baktığını, onaylanacağını ümit ediyoruz. İkinci başvurumuz resmen tescillenen şampiyonluğumuz odağında şampiyonluğun kendisinde olduğunu hala ısrar eden ve buna ilişkin açıklamayı resmi internet sitesinde yayınlamaktan imtina etmeyen kulübe dair adım atmak zorunda kaldık. Bu bilginin düzeltilmesi hususunda başvuru yaptık. Buradan 27 Aralık günü yaptığım çağrıyı söz konusu kulübe söylüyorum; hak etmediğiniz bir kupa için FETÖ söylemlerinin yanında mı olacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında mı olacaksınız? Buna karar vermeniz gerekiyor. Hem öyle hem böyle olmaz. Tarafınızı seçin bu kupa her anlamıyla, her haliyle bizimdir, bize kalacaktır, bizim müzemizdedir. UEFA, CAS hiçbir şey bu konuyu değiştirmez, artık bununla yüzleşin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında olduğunu söyleyin. TFF’ye bir konuda daha başvurumuz var. O da 28 şampiyonluğumuz ile ilgili başvurumuz. Neredeyse 1 sene geçti bu da kapsamlı bir çalışmanın sonucu başvuru. Konuyla ilgili başka kulüplerinde başvurusu söz konusu. Biz o dönemde acele etmeyin, inceleyin, komisyon oluşturun dedik. Bunu etraflıca inceleyin önerilerinde bulunmuştuk. Acele etmeyin dedik ama bu kadar da yavaş kalın demedik. Bu konuda da kararlarını bekliyoruz. Acil demesem de olumlu olumsuz karar çıkması gerekmektedir. Burada söz konusu tarihten önceki şampiyonlukları lig formatlarını saymamak hem Türk futboluna hem Türkiye Cumhuriyeti devletine sahip çıkmamak demektir. İnşallah olumlu karar çıkar” dedi.
“BEKLEYİN MAÇ BİTSİN ÖYLE YAPIN ELEŞTİRİNİZİ”
Gerçek ve samimi taraftarların serzenişlerinde haklı olduğunu dile getiren Ali Koç, “Bugüne kadar hiçbir zaman tenkit edilmekten inkar etmedik. Fenerbahçe TV’de yeri geldi o kadar çok tenkit edildik ki kendi mecramızda tenkite izin verdiğimiz için edildik. Çocukluğundan beri bir taraftar olarak başkanlık makamına gelmiş biri olarak onların duygu ve düşüncelerini anlıyorum. Buna mukabil sergilenen tavırları ise Fenerbahçe değerleri içerisinde tasvip etmediğimiz ise Fenerbahçe’nin bunu kesinlikle hak etmediğini vurgulamak istiyorum. 54 yaşındayım, 48 senedir bir fiil tribünlerde takımımızı seyreden biri olarak hayatımda hiçbir kez kendi sahamızda 2-0 geride olduğumuzu maçta 3 diye bağırıldığını ilk defa görüyorum. Bir diğer iç saha maçımızda takımımız 2-1 gerideyken 68’inci dakikadan başlamak üzere hem yönetimimize o önemli değil ama o sahadaki bazı hedef görülen futbolcularımıza yönelik ağır tepkiler oldu. Camia olarak tarihimizde çok acı günler yaşadık ama benim en çok içimi acıtan çocukken, gençken, taraftarken, yöneticiyken, başkanken, sahada, salonda takımımız mücadele verirken taraftarların takımımıza sırt çevirmesi olmuştur. Ne yazık ki başkanlık döneminde de böyle bir şeyle karşı karşıya kaldık. Bu duygu ve tepkilere sebep olduğumuz için camiamızdan özür dilerim ancak bu şekilde davranışların davrananların aynaya bakıp bu işi fayda zarar analizini yapmalarında kendilerine tavsiye ediyorum, bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bekleyin maç bitsin öyle yapın eleştirinizi. Hulusi Belgü ve zihniyet uzantıları cımbızla çektiği cümlelerle Fenerbahçe Spor Kulübü makamını zayıflatmak erozyona uğratmak için her türlü numarayı yapıyorlar. Bir grup var aramıza bu sezon katıldılar. Bakın daha dördüncü hafta başladı. Durum neydi, 3 galibiyet ve geldik Sivas maçına hiç gol yememişiz, 4 maç 1-1 bitti. Başkan yardımcımız Erol Bilecik stadın dışında basınla konuşurken başladılar. O grubun içinde 3-4 kişi vardı onları inceledik. 3’ü maça bile girmediler, stadın etrafında dolaşıyorlardı. Bugünün teknolojisi bunları tespit etmede imkan sağladı. Evet serzenişte haklısınız yönetime karşı tezahüratlarda en çok biz üzülüyoruz. Bu durumu en çok isteyecek kişiler değiliz ama orada sırf aleyhte bağırmak için gelen insanlar olduğunu unutmayın” dedi.
“AYKUT KOCAMAN İLE 1 SEZON DEVAM ETMEK DAHA DOĞRU KARAR OLABİLİRDİ”
Ali Koç, “Hata yaptık. Farklı bir vizyon, farklı emeller, farklı arzular. Huzurunuza çıktık, zaman zaman evdeki hesap çarşıya uymadı” diyerek, “Ama hiçbir zaman iyi niyetimizden şüphe edemezsiniz. Harcadığımız mesaileri, bunu küçültecek, aşağılayacak şekilde konuşulmasına müsaade etmem. Cocu ile imzalarken hayalim bu dönemi beraber geçirmekti. 40-50 yaşları arasında dinamik, başarı sağlamış, kendisi üst üste şampiyon olmuş, altyapı hocalığı yapmış, yeni bir maceraya daha büyük bir kulübe gitmek için hazır profil çizdik ve Cocu bu grafiğe uydu ama Türkiye’ye uymadı. Sportif direktör konusuna hala doğru olarak inanıyorum. Tutmasın mı istedik, Cocu başarısız mı olsun istedik? Bu kadar fedakarlığın bu kadar kötüye gidip bana göre Fenerbahçe’ye hiçbir katkısı olmamış insanların birçoğu yanlış birçoğu sosyal medya doldurmasından gelip burada konuşması için mi yaptınız? 2018-2019 sezonu 20 yıllık bir iktidardan sonra yepyeni bir yönetim bununla beraber Samandıra özelinde teknik direktör, idari menajer ve yeni bir sportif direkt ile çok fazla taşı yerinden oynattık. Dönüp baktığım zaman belki de o zaman hocamız Aykut Kocaman ile 1 sezon devam etmek daha doğru karar olabilirdi. Ama yaptığımız hatayı hiçbir zaman başkasına yüklemedik. Her zaman karşısında açık açık konuştum. Çok fazla taşı aynı anda yerinden oynattık. Transferdeki tüm finansal fair-play kısıtlamalarına rağmen o dönem oyuncu satışından elde ettiğimiz kaynaklarla taraftarlar nezdinde de transferler açıklandığında heyecan üretti. Pozitif bir havayla sezona başladık ama lig sonunda sezon bittiğinde değerlendirmesinde olmasa dahi 6’ncı bitirmiştik. O sezon içinde yaşadıklarımızı da tarihimizin en acılı sezonlarından birini sizlere yaşattık” diye konuştu.
“BÜYÜK FENERBAHÇELİ SADIK ÇİFTPINAR MAAŞINDA İNDİRİM YAPTI Kİ BELGÜ’NÜN BEĞENMEDİĞİ OYUNCUYU GETİREBİLMEK İÇİN HAMLE YAPTIK”
Fenerbahçe’nin 2019-2020 sezonunda şampiyonluğun en bariz adaylarından biri olduğunu belirten Ali Koç, “20’nci haftadan başlayan süreçte 7 maçta 21 puanın sadece 3’ünü alabildik. Ne büyük bir taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği Fenerbahçe’nin hakem katliamlarıyla 15-18 puanı yitirdik ve şampiyonluk yarışının dışına itildik. Bu yönetim beceriksizliğinden yanlış transferlerden mi oldu? 2020-21 sezonu üçüncü sezonumuz, hem saha içi hem saha dışında birlik beraberlik ruhuyla son haftaya kadar geldik ancak son anda Sivasspor maçımızı garip bir şekilde kazanamayınca şampiyonluk arzumuzun içinden kaçtı. Şu iki sezondan birinde şampiyonluk olsaydı hem istikrarı hem de başarıları yakalayacaktır. Hangi sezon bir şampiyon olursak olalım Fenerbahçe arkasını getirecektir. Geçen sezon kıl payı kaçırdığımız şampiyonlukta 12-15 puanımız hakemler tarafından gasp edildi. Sakın ama sakın Hulusi Belgü zihniyetine söylüyorum; bu faktörleri es geçemezsiniz diyorum. Hakemler eliyle Fenerbahçe’ye yapılan bu engellemeleri medyadaki en azılı Fenerbahçe karşıtları bile ifade ediyorlar. Uyanın arkadaşlar. Hatırlayacaksınız aynı sezonunun yaz aylarında sevgi limit tanımaz diye slogan çıkarttık. Harcama limitleri konusunda bize karşı olan zihniyete meydan okuduk. Limit açıldı. Bir önceki sezon sol bek almak için neler yaşadığımızı herkes bilir. Lisans kurulunun bize verdiği limit kesip arttırmamak için ne kadar uğraştığını biliyoruz. Büyük Fenerbahçeli Sadık Çiftpınar maaşında indirim yaptı ki Belgü’nün beğenmediği oyuncuyu getirebilmek için hamle yaptık. Öte yandan geçen sezonun en garip gerçeklerinden biri ise hatırlayacaksınız bana göre futbolun olağan akışına aykırı olarak deplasman maçlarında rekor kırdık, aynı kadroyla kendi sahamızda tarihi puan kayıp rekorunu kırdık. Bu futbolun akışına ayrı durum. Kendi stadımızda kendi mabedimizde ne hikmetse tuhaf bir şekilde hem takımımız performans düşüşü yaşıyor hem de oyuncularımızın yaptığı amatörce hatalar giderek artıyor. Taraftarlarımızdan özellikle rica ediyorum. İç saha maçlarımızda desteğinize takımımızın çok büyük ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
“TAKIMIMIZI SİLKELEYİP BU KÖTÜ GİDİŞATA DUR DİYEMEDİK ORADA BİZ HATALIYIZ”
Bu sezon Samandıra’da ciddi, hedefe odaklanmış bir takım ve yürüdüğü yolda onu her anlamda destekleyecek yönetim anlayışıyla çok pozitif bir sezona başladıklarını kaydeden Ali Koç, “Bir kez daha kısıtlı manevra alanımıza rağmen umut veren takım yapılanması yaptık. Son derece başarılı bir sezon kampı geçirdik. Sezonun ilk haftasında hedeflediğimiz şekilde yürüdük ta ki Trabzon maçına gidene kadar. Oyun ve skor hakimiyeti bizdeyken bir kez daha taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği garip bir hakem kararıyla o maçta düşüş başladı. O hakem kararına rağmen kazanabilirdik belki bariz üstünlüğümüz vardı. Kırmızı kart arkasından penaltı golüyle 83-85’e kadar dayansa da takım, o maçı verdik. Fakat bu süreç yeni bir çözülme sürecine sebebiyet verdi. Takım toparlanamadı, hedeflere odaklanamadı, biz de takımımızı silkeleyip bu kötü gidişata ‘dur’ diyemedik; orada biz hatalıyız. Olmaması gereken puan kayıplarında, lig yarışında geri düşüp hocamızla yolları ayırdık. Ancak bu sezon da kimsenin belki Türk futbol tarihinin görmediği şekilde puan farkı çok ama çok erken şekillendi. Hocamızla yollarımızı ayırdık dedim. Zaten hocamız buraya gelmeden önce yerden yere vuruluyordu, buraya gelince ilk tökezlemede devam edildi. Kazandığımız zaman bile tenkit ediliyordu aynı kişiler. Türk hocalara sabır etmek lazım derken bizim iyi gittiğimiz ortamda hocamızı yerden yere vurdular. Bu oradan sosyal medyaya yansıyor ve hocamıza tahammül kalmıyor. Bundan sonra biz oluruz, olmayız. Hoca seçimlerinde, hoca sahiplenmede Fenerbahçe’nin çok daha dikkatli dirayetli olması gerekir. Biz hocamızı ayırdıktan sonra yeni hoca görüşmelerine başladık. Bu sezon için elimizde olan hedeflerimiz adına geri düşmemek adına kulübümüzü her türlü dinamiği çok iyi bilen ve 2015’te takımımıza yaşatılan 4 Nisan saldırısında şampiyonluktan dönülen İsmail hocamızla anlaştık. Hocamı göreve gelir gelmez bütün oyuncularla tek tek görüştü, dertleşti, anlamaya çalıştı. Onlarla bu şekilde ilişki kurması tüm oyuncularımız üzerinde pozitif bir hava yarattı. Antalya kampımız iyi geçti ama keşke tüm oyuncularımız orada olabilseydi. Antalya’da gelişen bu sinerji sahaya yansımasını diliyorum. Bu geçiş döneminde camiamızın önemli değerlerinden bir olan hem futbolcu hem hoca olarak hizmet etmiş İsmail Kartal’a başarılar diliyorum” dedi.
“FENERBAHÇE İLE İLGİLİ HER KONUDA BAŞKAN VE YÖNETİM SORUMLUDUR”
Ali Koç, geride kalan 3.5 sezonda istikrar ve kadro mühendisliğinde hataların yapıldığını ifade ederek, ”Ancak bütün bu yaşadıklarımızın tek sebebini yönetimsel hatalara bağlarsanız, dış etkenlerin büyük kısımdaki etkisini görmezden gelmiş olursunuz. Belki de işinize geliyor olabilir. Fenerbahçe ile ilgili her konuda başkan ve yönetim sorumludur. Sonuç ve sebep ne olursa olsun bu camianın lideri olarak başarısızlık olduğunda, ‘çıkıp biz mi gol atacağız’ mazeretleri üretmeden tüm sorumluluklar bizimdir. Başkan ve yönetim için istediğiniz tezahüratı yapın ancak sizlerden rica ediyorum bu çocuklar sahada etkileniyorlar. Gol yiyince tribünlerden neler gelecek endişesiyle maçı oynuyorlar. Sizden rica ediyorum bana ve yönetimimize olan tepkileri maç sonuna bırakın. Bu akşamdan başlamak üzere takımdan desteğinizi esirgememeniniz rica ediyorum” diye konuştu.
“PEREIRA’YI GETİRMEKLE HATA ETMEDİK”
Teknik direktör Vitor Pereira’yı takımın başına getirmekle hata etmediklerini belirten başkan Koç, “Çok istişareler ettik. Kendisi Lazio ile görüşüyordu, Çin’den sonra çalışmayı düşünmeyip Lazio gelince görüşmelere başladı, olmadı ama bir hocanın neyine bakarsınız; kazandığı kupalara bakarsınız. Hangi ülkelerde bunu kazandığına bakarsınız. Oynadığı sezonlarda elde ettiği puan averajına bakarsınız. Yabancı bir ülkeye gelince adapte olup olamayacağına bakarsınız. 4 ülkede şampiyon olmuş Türkiye’yi biliyor burada yaşamış, medyasını hakemlerini takımlarını biliyor. Puan averajı neredeyse Almanya tecrübesi hariç hepsi 2.0’ın üstü, ilgilenenler varsa rica ediyorum bakın. Hala bu tercihin yanlış olmadığını düşünüyorum. Ancak ülke futbol ikliminde başarılı olamadı. Bizim o an sunduğumuz iklimin altını çiziyorum ne demek istediğimi ilerleyen günlerde ifade edebileceğim. Türkiye’ye gelen yabancı bir hoca iseniz Türkiye’de büyük bir takıma geliyorsanız, nasıl sıkıntılar yaşandığını tecrübe ederek gördük. Daha hocamız gelmeden yıpratılma operasyonları başladı. Türk hocalar maç kaybederken her türlü müsamaha yapan kişiler aynılarını yabancı hocalar kazanırken dahi eleştirilerine maruz kalıyor. Dolayısıyla önümüzdeki sezon için hangi hocayla anlaşırsak anlaşalım karşımıza çıkacak argümanların bilincindeyiz. Ben şahsen özgüveni yüksek biri olarak etkilenebiliyorsam, bundan o genç arkadaşları, gelen hocaları, hocaların ekiplerini düşünün. Sizlerden bu bilinçte olmanızı rica ediyorum ve bu algı operasyonlarına hem kendinizi hem kulübümüz alet olmaması için hassasiyetle uyarıyorum. Biz hocamızla ayrıldıktan sonra biz doğal olarak minimum homurdanma getirecek herkesin çoğunluğun kabul edebileceği bir ismi ivedilikle devre arasına yetiştirmekti. Konuştuğumuz isimler sezon ortasında çalışmaya sıcak bakmamaları şekilde onlarla hibrit bir sistem konuştuk. Çalışacağınız ekipten 1 numaralı asistan direktörünüzü yardımcı antrenörünüzü yollayın, bizim ekiple beraber mayıs ayına kadar götürelim ve bu arada yeni sezon planlamasını yapalım. Yeni bir hoca kulübe geldiği zaman 6-8 hafta tanıma süreci olur burada 6-7 ay olsun önümüzdeki sezon da çalışalım. 2 hoca buna sıcak baksa da sonuçta bu konuda adım atamadık. Geldiğimiz nokta itibarıyla belirlediğimiz 3 hocayla görüşme müzakereleri devam etmektedir. 2’si ile parasal konularını müzakere etme aşamasına geldik. Bu insanlar hemen para pul konuşmuyor konsept, kurul, vizyon ne yapmak istiyorsunuza bakıyorlar. Maçlar seyrediliyor ve bu yüzden biz de arzu etmemize rağmen İsmail hocayı da getirdikten sonra bu konuda acele etmeden en sağlıklı kararı verebilmek için devam ediyoruz. Şöyle düşünecektir demin bahsettiğim zihniyet; hoca varken başta böyle konuşulur mu diye. İsmail Kartal bütün bu gerçekleri bilerek, kendisine anlatılarak, kendisi de bu parçaya dahil olabilir, biliyor ve anlattık buna rağmen kayıtsız şartsız Fenerbahçe’mize geldi ona bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“KONAN EN ÇOK İSTEDİĞİMİZ OYUNCUYDU”
Ali Koç, sol bek transferi için Konan adının geçtiğini ve kendilerinin en çok istediği oyuncu olduğunu dile getirerek şunları ifade etti: “Çok büyük rakamlar. Toplamda menajeriyle, komisyonuyla, bonservis bedeli derken 9 milyon Euro’nun üstüne anlaşmıştık kulübüyle. Sonra UEFA’ya yazdırmak için çarşamba gününe kadar fırsat transferi diye anlaşmak için bonservis bedeli olmayan oyunculara odaklandık, istediğimiz isimleri istediğimiz noktaya getiremedik. Sırf almak için almadık. Çünkü konuştuğumuzu hocalarla doğal olarak parasal mevzuları konuşana kadar yeni kadro planlamasını da konuşuyoruz. 14 yabancı var, seneye 12’ye geliyor. Atacağımız her kurşunu en iyi şekilde kullanmamız gerektiğini düşünürken hocalara da soruyoruz. Dikkatli adım atmak adına, almış olmak için almayalım, bir şey alacaksan 3-4 gün içerisinde 3-4 ay için alalım. Ne çıkar bilmiyorum ama durumumuz bu.”
“FENERBAHÇE’NİN EKONOMİK TABLOLARININ ÇÖKÜŞÜ 2014 YILINDA BAŞLADI”
2012 yılında yönetimden ayrıldığını hatırlatan Ali Koç, Fenerbahçe’nin ekonomik çöküşünün 2014 yılında başladığını ifade ederek, “2012 sezonunda bile saldırıya uğradığımız sezonda bile son dönemin en sağlıklı finansmanına sahiptik. Bundan önce kulübümüz 20 Mayıs 2016 tarihinde UEFA ile 2016-2020 yılını kapsayan bir uzlaşma anlaşması sağladı. Yine bizden önceki dönemde bu anlaşmaya göre denk hesap hedeflerine ulaşmalısınız. Bizden önce ulaşılmadığı için yaptırım uygulaması amacıyla yargı dairesine sevk edildik. Ceza yememek için kulübümüze sermaye artırımı yaptık. Buna göre sattığın kadar alırsın anlamına 2 sezon daha devam etmemiz gerektiği için UEFA müsabakalarına yazacağımız oyuncular bu kontrolden geçiyor. Bu sebeple göreve geldiğimizden beri kucağımızda bulduğumuz ve her türlü manevra alanımızı kısıtlayan FFP’ye rağmen her sezon bu kısıtlı imkanlarla bir şeyler yaparak formüllerle iyi transfer dönemleri geçirdik ama bir türlü takım olamadık. Hangi hoca hangi transfer dönemi olursa olsun o sinerjiyi yakalayamadık. Geldiğimiz noktada UEFA kontrollerine devam etmekte ve mart ayında görüşmelere çağıracaklar. Ancak bu incelemede hesaplamada son 3 sezona bakılıyor. Dolayısıyla olumsuz tablomuz devam etmektedir. Öncelikle içinde bulunduğumuz pandemi sezonlarında ciddi anlamda gelir kayıpları gider artışları oldu. Ülke ekonomisinin içinde olduğu kur hareketlerinden dolayı ağır yükler oldu. Bizim tarafımızda kaynaklanmayan bu kaynakların arındırılması, bir kısmının da arındırılacağı yeni çıkarttığı düzenlemelerde yer alıyor. 3 sezonun averajı alınıyor ama hesaplamada farklı bir modele geçti. 2019-20, 2020-21 sezonunda pandemi dolayısıyla tek sezon oldu. Bizim göreve geldiğimizden bir evvelki sezonu baz altına alıyorlar” diye konuştu.
“BİLGİ ALMA MECRALARI AYNI ZAMANDA YALAN SPEKÜLASYON ARACI OLARAK KULLANILMAKTADIR”
Ali Koç, sosyal medya üzerinden yapılan eleştiriler hakkında ise şunları dile getirdi: “Sayın Cumhurbaşkanımızın Yüksek Divan Kurulumuza teşrif etmelerinden sonraki 110 gün küsurluk süreçte şahsım 33 defa olumsuz anlamda Twitter dünyasında ‘trend topic’ yapıldı. Müthiş bir troll hesaplarından saldırıya uğramış biri olarak bu mecrayı çok iyi inceleyen ve hiç bir hesabım olmamasına rağmen dinamiklerini tahlil etmiş biri olarak sizlerle bir kaç konuyu paylaşmak istiyorum. İletim çağının aynı zamanda en etkili manipülasyon aracı. Bu bilgi alma mecraları aynı zamanda yalan spekülasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Beni en çok hayret ettiren iş güç sahibi insanların geceleri bu mecralarda kendilerini popüler tutmak adına kulübümüzle yaptığı iletişimlerdir. Bu genç çocukları tribünlerin önüne atıyorlar. Norveç konusu tuttu gidiyor. Yine benzer bir çalışma olarak ‘Ali Koç bırak git’ çalışmaları var. Bunları inceliyoruz. Bu Hulusi Belgü ve zihniyeti uzantısı, Ali Koç dolduruşa geliyor iletişimciler tarafından yanlış yönlendiriliyor sanıyorlar. O gece bir çalışma yapılıyor, Ali Koç bırak git demek herkesin hakkı. Ama bunu organize bir yapıya getirip Fenerbahçe Spor Kulübü başkanına bir terör örgütü gibi saldırılmasın. Biz gücümüzün yettiği kadar müsaade etmeyeceğiz siz de yapmayın. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sosyal medya üzerinden etki altına alınmasına biz olalım olmayalım müsaade etmemeliyiz, bu yatağa girersek çıkamayız. Sosyal medyanın sanal ortamına kendinizi ipotek etmeyin. Fenerbahçe gibi bir yapı bu organize yapılara teslim olduğu takdirde ilerideki zararları çok çok daha fazla olacaktır.”
“AYKUT KOCAMAN BU CAMİANIN EN KUTSAL DEĞERLERİNDEN BİRİDİR”
Başkan Ali Koç, Aykut Kocaman’ı kovmadığını ifade ederek, “Aykut Kocaman bu camianın en kutsal değerlerinden biridir. Aykut Kocaman gol krallığı ile değil bizzat gözümle gördüğüm 3 Temmuz’daki duruşu ile kutsaldır. Soruyorum, dolduruşa gelmişim de onu ve ekibini atmışım, siz başkansınız 170 küsur mail, idman datamız, istatistiklerimizi atan birini ne yapardınız? Basketbolda ve futbolca hangi menajere kulübü teslim etmişim. Beni ve yönetimimi satır arası okuyup para götürmekle suçluyorsun. Ben sportif anlamda camiamıza istediğimiz şekilde başarıyı getiremedim. Sen bir aday ol bak o zaman ne oluyor” dedi.