İtalya Ligi takımlarından Udinese forması giyen Tolgay Arslan, bugün oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi hakkında konuştu. İşte Tolgay'ın açıklamaları.
İtalya Serie A Ligi ekiplerinden Udinese'de forma giyen Tolgay Arslan, bu akşam oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi ve birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu. İşte Tolgay'ın Sabah gazetesine vermiş olduğu röportaj...
- Tolgay merhaba yayınımıza hoş geldin. Nasılsın? Senin için orada işler nasıl gidiyor?
"Merhaba hoş bulduk. Şu an her şey iyi gidiyor, çok kaliteli bir lig. Geçen sene çok zor bir sürecin içindeyken buraya geldim ve bu kadar iyi gideceğiniz tahmin etmemiştim. Her şey istediğim gibi gidiyor, bütün maçlarda forma giyme şansı buluyorum. Burası bambaşka bir hayat, İstanbul'dan Udinese'ye gelmek kolay değil çünkü bence İstanbul dünyanın en güzel şehri. Hayat burada daha basit ve daha rahat. Bizi destekleyen taraftarımız da var ama Türkiye'deki gibi baskılı bir taraftar yok o yüzden işine çok rahat bir şekilde odaklanabiliyorsun."
- Oraya ilk gittiğinde seni adaptasyon sürecinde en çok zorlayan etkenlere neler olmuştu?
"En büyük sorun dildi. Türkiye'de her takımda tercüman vardı ve burada çok şaşırdım çünkü sadece İtalyanca konuşuldu. Hocanın bana ilk söylediği şey, 'Oynamak istiyorsan dili öğreneceksin!' olmuştu. Bana hemen öğretmen tuttular ve 6 ay içince konuşmaya başladım. 1.5 senedir buradayım, artık neredeyse her şeyi anlayıp konuşabiliyorum. Başkan da bana bu konuda çok destek olmuştu ve bu problemi hemen çözdük."
- Şu an ligde 15. sıradasınız ve Zlatan Ibrahimovic'in dokunuşuyla 90+2'de berabere kaldığınız bir Milan maçı var, senin asistinle Beto'nun golü vardı o maçta. Ligdeki gidişatınızı nasıl değerlendiriyorsun?
"Biz çok iyi başlamıştık, ilk üç maçta 7 puan toplamıştık. Burada her maç çok zor. Herkes taktiksel ve fiziksel olarak çok güçlü ve üst düzey. Bizim bir oyun stilimiz var, biz de çok fiziksel bir takımız. Sonuçlar iyi gitmeyince 2 hafta önce hocamız değişti. Geçen maçta da herkesin gördüğü gibi son dakikalarda çok gol yedik. Şimdi önümüzde 2 maçımız var, iki takım da bizim altımızda ve umarım puan alıp rahat bir sezon geçiririz."
- Yeni teknik direktörünüzle uyum süreciniz nasıl geçiyor?
"Bizimle birlikte olan yardımcı hocamızdı o yüzden bizi tanıyor, biz de onu tanıyoruz. İlk maç Milan maçıydı, kupa maçında da turu geçtik. Bence çok iyi bir hoca, eski hocamız da çok iyi bir hocaydı ama futbolda sonuçlar gelmeyince giden ilk isim hoca oluyor."
- Türkiye'de de benzer durumlar yaşanıyor biliyorsun. Özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta işler baya karışık...
"Evet, takip ediyorum ama burada daha sabırlı olduklarını söyleyebilirim. Biz 8-9 maç üst üste kazanamamıştık ve 5-6 tane de beraberlik vardı. Burada en son noktaya kadar bekliyorlar. Türkiye'de ben bu konuda biraz şanslıydım çünkü Şenol Güneş ve Slaven Bilic ile çalıştım. O yüzden de pek bir değişiklik olmadı. Özellikle Beşiktaş'ta çok iyi gidiyorduk. Ben Türkiye Ligi'ni de çok takip ediyorum ve özellikle Anadolu takımlarında her hafta hoca değişiyor."
- Kendi performansını nasıl görüyorsun? Fiziksel olarak nasıl hissediyorsun?
"Eskisinden daha da güçlüyüm. Kariyerim boyunca kendimi daha önce hiç bu kadar güçlü ve fit hissetmemiştim. İlk 3 ay boyunca antrenmanlarda çok zorluk çektim, her hafta 1-2 idmana çıkamadım çünkü öyle bir tempoya alışık değildim. Burada fitnessa çok önem veriyorlar, her gün o salona girip çalışman gerekiyor. Ama şimdi iyi hissediyorum çünkü hem dili konuşuyorum, hem oyuncuları ve ligi tanıyorum. Bu sene geçen seneye göre bir adım daha önde olduğumu söyleyebilirim. Burada sanki futbol anlamında yeniden doğmuş gibi hissediyorum ve umarım bu durum devam eder."
- Türkiye'de Beşiktaş ve Fenerbahçe formalarını giydin. Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi kendi çerçevende nasıl tanımlarsın?
"İkisi de çok özel kulüpler ama Beşiktaş'ta daha uzun süre oynadım ve her zaman kalbimde olacak sıkıntılı ayrılmış olsam da. Orada yaşadıklarımı 50 sene sonra da anlatacağım. Beşiktaş çok ayrı bir kulüp, orada oynadığım için çok gururluyum ve mutluyum. Fenerbahçe kulüp olarak ve camia olarak Beşiktaş'ın bir tık üzerinde ama Beşiktaş'taki gibi bir aile ortamı orada yok. Taraftarın da daha sabırlı olduğunu düşünüyorum, Fenerbahçe taraftarının önünde oynamak çok çok zor ama onlarda son yıllarda hak ettiklerinin karşılığını alamadılar. Artık her sene daha da zor gibi gözüküyor. Belki ben Beşiktaş'ta oynarken hep iyi gittiği için kötü tarafı görmedim ve Fenerbahçe'ye kötü bir dönemde gittim ama ikisi de her anlamda Avrupa'daki en iyi kulüplerdenler ve inanılmazlar. Ama maalesef bu sene de Avrupa Ligi'nde ve Şampiyonlar Ligi'nde çok puan toplayamadılar. Umarım ilerleyen zamanlarda her şey çok daha iyi olur."
- Hafta sonu oynanacak derbide kimi avantajlı görüyorsun? Beşiktaş'ta Sergen Yalçın ayrılığı oldu, Fenerbahçe'de de Vitor Pereira ile sıkıntılı bir süreç var...
"Bana göre kadro olarak Beşiktaş bir tık daha üstün ama iki takım da çok zor süreçlerden geçiyor. Bana sorarsanız Beşiktaş bu maçı alacak gibi görünüyor çünkü yeni bir hoca geldi, farklı bir hava girdi soyunma odasına. Fenerbahçe'de de sürekli hoca konuşuluyor ve bu oyuncuları da etkiliyor. Ben mental olarak Beşiktaş'ı biraz daha önde görüyorum bu anlamda ve sürekli hocanın konuşuluyor olması bence Fenerbahçe'ye büyük zarar veriyor. Ya yolları ayıracaksın ya da devam edeceksin. Şu an orta yolda ilerliyorlar ve sanırım tamam mı yoksa devam mı kısmında karar veremiyorlar. Sergen hocanın ayrılığından sonra ben takımda daha pozitif bir enerji görmeye başladım o yüzden galiba bana göre Beşiktaş bir tık önde."
Vitor Pereira bence kendi isteğiyle Fenerbahçe'den ayrılmaz. Fenerbahçe'de hocalık yapmak tabii ki hiç kolay değil, bir de başarı gelmezse daha da zor. Vitor Pereira büyük bir hoca ama Fenerbahçe gibi bir kulüpte olmak çok ayrı ve orada herkes hocalık yapamaz. Aslında başlangıçta iyi gitti ama son haftalarda çok puan kaybettiler. Geçen Antep maçını izledim, çok rahat kazanabilecekleri bir maçtı ve daha iyi top oynadılar ama şansızlar... Bana göre buna karar vermek benim hakkım değil ve bence özellikler futbolcular bu konuya hiç girmesin."
- Sergen Yalçın'ın gidişinde sence en büyük faktörler neler oldu? Sende Beşiktaş'ın içinden geliyorsun, belki daha farklı bir göz olarak yorum yapabilirsin…
"Tabii ki sonuçlar. Sonuçlar gelmeyince hemen hoca hem de oyuncular güvenini kaybediyor. Sergen hoca geçen sene inanılmaz iyi bir sezon geçirdi. Taraftar da onu hem oyuncu olarak hem hoca olarak hiç unutmayacaktır ama bence Beşiktaş yeni bir hayat yaratmak için doğru bir karar aldı. Ben hem Beşiktaş'a hem de Sergen hocaya çok büyük saygı duyuyorum."
- Burada oynadığın zamanlara dair pişmanlıkların var mı? Bunu yapmasaydım ya da bunu demeseydim dediğin?
"Aslında hiçbir şey olmadı, her kararımın arkasında durdum. Sadece Beşiktaş'tan Fenerbahçe'ye transfer olduğum zaman daha farklı bir açıklama yapabilirdim. Çok öfkeliydim ve taraftara da camiaya da fazla teşekkür edemedim, zor bir süreçten geçiyordum. Değiştirebilecek olsam bunu değiştirmek isterdim."
- Emre Belözoğlu'nu çok sevdiğini daha önce dile getirmiştin ve şimdide adın Başakşehir ile anılıyor. Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor musun?
"Türkiye'ye dönme planım yok, bunu açıklayabilirim çünkü burada çok mutluyum. İnanılmaz kaliteli bir lig ve ben Türkiye'ye geldiğim ilk dönemlerde ligde çok kaliteli oyuncular vardı ve çok puan topladık, çoğu maçı kazandık. Son senelerde ekonomik durumu da iyi olmayan bir ligde daha az kaliteli oyuncular oluyor haliyle ve şu an dediğim gibi Türkiye'ye geri dönme planım yok. Emre Belözoğlu ile çalışmak benim için çok büyük bir şey olur çünkü Emre abi bence Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu. Hocalığını da gördüm, sanırım futbolculuğunda olduğu gibi hocalıkta da aynı yolda ilerleyecek..."
- Süper Lig'de senin pozisyonunda orta sahada görev yapan isimlerden beğendiklerin, takip ettiklerin var mı?
"En beğendiğim oyuncu Beşiktaş'taki Pjanic şu an. Galiba aynı tarz oyuncuyuz ve Beşiktaş öyle bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı. Bence derbide Mesut Özil ve Miralem Pjanic kilit oyuncular olacaklar, kimin galip geleceğini onlar belirleyecek."
- Seni İtalya Ligi'nde özellikle Süper Lig'e kıyasla en çok zorlayan etkenler neler? Ya da Türkiye'ye göre daha rahat diyebileceğin...
"İtalya'da özellikle orta sahada hiç alan yok, herkes taktiksel anlamda çok üst düzeyde ve hiç kimse kopmuyor. Sonuç ne olursa kimse kopmuyor maçtan, hoca da takımı takım halinde görmek istiyor. Lig çok sert ve tempolu bir lig, Türkiye Ligi'ne göre en büyük zaaflar bence bunlar. Türkiye'de maçta geri düştüğünüzde 60. dakikadan sonra kopmalar çok oluyor, burada bunu hiç göremiyoruz. Burada bu yasak ve hocalar bunu hiç görmek istemiyor."
- Türkiye'de hakemler çok konuşuluyor ve eleştiriliyor biliyorsun. Orada durumlar nasıl?
"Burada kesinlikle yok. Hatalar oluyor ama sanırım Türkiye'ye kıyasla dünyanın hiçbir yerinde hakemler bu kadar konuşulmuyor. Türkiye Ligi'nde hakemlik yapmak gerçekten çok zor çünkü her hata konuşuluyor. Ben onlara saygı duyuyorum onlar da insan, onlar da hata yapabilir ama bunu her hafta konuşmak hakemlerin de özgüvenini aşağıya çekiyor."
- İtalya'da spor medyası nasıl? Süper Lig'de oynarken medyanın da çok baskısı altında kaldığını söylemiştin daha önce…
"Burada o baskı yok. Burada tek bir gazete var onun dışında büyük bir spor medyası yok. Türkiye'de maçtan sonra herkes maçı konuşuyor ama burada sosyal medyadan da, gazetelerden de o baskıyı hissetmiyorsun. İtalya Ligi'nde İşine odaklanabiliyorsun o yüzden Türkiye'de oynayan oyunculara çok büyük saygı duyuyorum çünkü ben de aynı şeyleri yaşadım ve tecrübeliyim."
- Hem Almanya'da hem Türkiye'de genç milli takımda forma giydin ama seni A Milli Takım'da izleme şansımız olmadı… Bu süreci ve en son gelinen noktayı bizimle paylaşabilir misin?
"Türk Milli Takım formasını giymek istedim ama maalesef FIFA izin vermedi. Çok uğraştık ama son kararda yine onaylanmadı o yüzden artık severek maçları izliyorum..."
- Milli takımın durumunu nasıl görüyorsun? Stefan Kuntz geldikten sonra farklar oldu mu sence arada? Şenol Güneş ile de çalışmış bir isimsin…
"Şenol hoca da orada çok büyük iş yaptı. Yeni hocamız takıma bir şeyler kattı tabii ki, önümüzde Portekiz ve İtalya maçları var. Bir ülke bunu başarabilirse bunu biz yaparız diye düşünüyorum."
- Son sözlerin varsa onları da duymak isteriz senden.
"Benim maçım cumartesi günü olacak o yüzden pazar günü de derbiye hazırlanacağım. Umarım futbol adına çok keyifli bir derbi izleriz."