Steven Caulker sahada değil ‘masada kazanmaya’ yöneldi, kumarda kaybetmenin acısını aşırı alkolle dindirmeye çalışınca bir girdabın içine sürüklendi. Ne var ki kendisini intiharın eşiğine getiren yaşama cevabını yine yeşil sahada verecekti.
Fenerbahçe’nin yeni transferi Steven Caulker, yeni sezonda takım savunmasını toparlaması için taraftara ümit oldu. Sarı-lacivertlilerin defansında geçen sezon iyi işler yapan Attila Szalai ile birlikte yeni bir Uche-Högh tandemi oluşturup oluşturamayacaklarını zaman gösterecek belki ama İngiliz oyuncunun elinden kayıp gitmekte olan kendi kariyerini geçmişte yoğun uğraşlarla toparlayabilmişliği bulunuyor.
İngiltere’nin kendi jenerasyonunda en çok gelecek vaat eden isimlerinden birisi olarak gösterilirken, bir anda nasıl uçuruma sürüklendiği; Tottenham ve Liverpool gibi takımların formasını giymesinin ardından nasıl kulüpsüzlüğün eşiğine geldiği ve buralardan gerçekleştirdiği geri dönüş şimdilik bireysel hikayesini ön plana çıkarıyor.
İlk ve orta okul çağlarında atletizm ile spora başladı... 400 metrede üst üste dört yıl bölge şampiyonu olmak gibi de bir başarısı vardı ancak hocaları sonradan kendisini futbola yönlendirdi. Tottenham altyapısına girdikten kısa süre sonra profesyonel sözleşmeye imza attırılması, genç yaştaki yeteneklerini göstermesi açısından önemli bir gelişmeydi.
Bir başka ancak olumlu olmayan gelişmeyse bunun hemen akabinde yaşandı ve kendisi için kötü alışkanlıkların başladığı dönem de buydu... Londra ekibi tarafından kiralık olarak verilmesini “Beni 18 yaşımda Bristol’e gönderip, şehir merkezinde etrafı kumarhaneler, gece kulüpleriyle çevrili bir apartman dairesine koydular” sözleriyle anlatan Caulker, artık Tottenham’a bir kumarbaz olarak dönecekti.
Cebindeki paraları yitirmeye başlaması ise bundan kaynaklanan üzüntüsünü bastıracak yeni alışkanlıkları devreye soktu: “Tüm paramı kaybetmenin acısı utanç ve suçlulukla birleşerek beni yiyip bitiriyordu. Unutmak için içmeye başlamıştım.”
Queens Park Rangers’a transfer olduktan sonra sorunları daha da derinleşmeye başlamıştı Caulker’ın...
İçkiyi fazla kaçırdığı için ertesi gün antrenmana gidememek, ne olduğunu bile hatırlamadığı olaylar nedeniyle geceyi karakolda geçirmek, ehliyetini kaptırmak ve yüklü para kaybetmeye devam etmek gibi pek çok olumsuzlukla üzerine çöken karabasan, bıraktığı intihar mektubunda kendinden nefret ettiği itirafında bulunan ünlü rock yıldızı Kurt Cobain’de olduğu gibi kurtuluşu artık ölümde aramaya sevk ediyordu.
“Kendimden nefret ediyor ve intihar etmeyi düşünüyordum” diyen ve o dönem 20’li yaşlarının ortalarında olan futbolcuyu.
Ne var ki Steven Caulker 20 yaşında İngiltere A Milli Takımı forması giymiş, ilk maçında fileleri havalandırmış bir futbolcuydu ve bu kadar çabuk vazgeçemezdi. Tedavi süreçleri, rehabilitasyonlar ve seyahatlerle dolu bir sürecin ardından tüm bağımlılıkları ve depresyonlarından kurtulmayı başaracak, sahada eski formuna kavuşacaktı.
Google korkusu
“İsmimi Google’a yazmaya korkuyordum. Çünkü eğer yaparsam, bir dolu küçük düşürücü hikaye çıkıyordu karşıma. İnsanların beni, 20 yaşında ülkesinin milli takımının formasını giyecek kadar iyi bir futbolcu olarak hatırlamasını istiyorum.”
Sierra Leone’de yeniden doğuş
Steven Caulker 2016 yazında baba tarafından memleketi olan Sierra Leone’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Yıllarca süren iç savaş ve ebola salgını tarafından bunalmış ülkeye kendi umutsuzluklarını da taşımıştı. Ancak Caulker kendi deyimiyle ‘hayatını değiştiren bir yaz’ geçirmesinin ardından buradan pozitif enerjileri yüklenerek geri dönecek ve adeta yeniden doğacaktı.
Queens Park Rangers’ta oynadığı o dönemde, tatilini ünlü plajlarda geçiren bir çok meslektaşının aksine soluğu Afrika ülkesinde alan futbolcu, bir yardım kuruluşunun projesine dahil olarak geldiği büyük dedesinin ülkesinde dayanışmanın getirdiği sinerji ile deşarj oldu. Para harcamayı kumardan ibaret şekilde geçirdiği uzun yılların ardından, yoksulluğa karşı buradaki mücadelesi için “Hayatımın en anlamlı harcamasını yaptım” sözcüklerini kullanan oyunucunun Sierra Leone’de çektirdiği fotoğraflar da, hayatının en mutlu göründüğü dönemlerinden birini geçirdiğini anlatmaya yetiyor.
Alanyaspor’a iyi ki geldi
Sierra Leone’de ruh dünyasına çeki düzen veren Steven Caulker’ın futbolculuk hayatını ise Türkiye’de tamir ettiğini söylemek yanlış olmaz... QPR deneyiminin ardından bir süre kulüpsüz kalan futbolcu ardından anne tarafından memleketi olan İskoçya’nın yolunu tuttu. Dundee United’da yarım sezonluk bir dönem geçirmesinin ardından yine bir süreliğine kulüpsüz kaldı ve ardından soluğu Alanyaspor’da aldı. Turuncu-yeşilli ekipte uzun yıllar sonra oyununu istikrara kavuşturma fırsatını elde etti. Takımın oyun sisteminin kendisine uymasıyla savunmadaki rolünün yanında ofansif becerilerini de ortaya koydu. İngiliz futbolcu kendisine iyi gelen yeni rotasını “Türkiye’ye geldiğimden beri gerçek anlamda rahatladım ve tekrar kendimi bulabildim. Geriye dönüp baktığımda en sinir bozucu şey potansiyelimi hiçbir zamana gerçekleştirememem oldu. Tedavi olmadan önce sahada yüzde 50 kapasiteyle oynayabiliyordum. Alanyaspor’a geldiğimden beri hiç sorun yaşamadım ve daha fazlasını yapabileceğimi hissediyorum” sözleriyle dile getirdi.
(Milliyet)