İşte Ersun Yanal'ın açıklamaları;
Öncelikle bizim takımımız iyi bir takım. Bütün çalışma arkadaşlarım ve ben bu takıma inanıyoruz. Oyuncularımızın özelliklerini takım olma yolunda kullandığını söyleyebiliriz.
İstediğimiz oyunu ortaya koymak için çabalarken elbette kırılmalar oldu ancak hedefe ulaşmakta ahenk yakalandı ve futbolcularla birlikte başardık. Ortaya koyduğumuz çaba bu hataları minimuma indirmede yardımcı oldu.
Fiziksel, teknik, taktik performans gibi üç kriterimiz vardı. Sezon başından bu yana yaptığımız uygulamalar var. Perfromans değerlendirmek için kriterlerimiz var, bunları değerlendirdik. Oyuncuların çalışma referanslarını değerlendirecek sayısal verilere ulaşmaydık, teknolojik bir takım gereçlerle onları takip ettik. Her hafta ya da 15 günde bir bu raporlar oyunculara sunum şeklinde veriliyor. Takım ortamaların yaklaşık 2.5 kilometre daha daha fazla koşmuşuz. Sprint olarak da aynı şekilde. Top bizdeyken çok daha fazla koşmuşuz, bu daha hareketli oynamak demek. Bu istatistikler, bireysel ve takım ortamında herkese aktarılıyor.
Fiziksel analizle paralel olarak teknik analize bakıyoruz. Rakiplerimizle ikili mücadele ortalamamız 84’e 41. Topla oynama sayılarında Fenerbahçe’nin ortalaması rakiplerine göre 100 daha fazla. Başarılı pas daha sayısı, hücum bölgesinde oynadığımız oyunda da aynı şekilde. Buradan da taktik analize geçip, futbolcularımızın oyuna katkıları, ileri çıkıp geri dönüşleri her şeyi ortaya koyuyor. Fakat oyuncuların bunları inanarak yapıyor olması çok daha önemli. Oyuncuların sahaya girdikten sonraki performansı da bunu gösterdi. Herkes kalpleriyle oynadı, bu da Fenerbahçe’nin çok büyük bir aile olması, camianın onlar üzerinde yarattığı etkiyle açıklanabilir. Bu referans değerleri şampiyonluğa gitmemizde önemli parametrelerdi.
Sekiz puan farkla devreyi lider bitirdiğimizde, devre arasına ne bir oyuncunun geleceği, ne de gideceği konuşulmadı. Yönetim kurulu ile aramızda transfer bile konuşulmadı. Sezon başından itibaren birçok depremlerle de karşılaşsak yılmadık. Başkanımızın ve Fenerbahçe’nin ortasında olduğu belki en buhranlı, en problemli olduğu yerde Fenerbahçe sevenlerini kucakladı. Bu ailenin içinde yer alan herkese teşekkür ediyorum. Belki spot ışıkları bizi gösterdi ama herkes bu camianın bir parçasıydı.
Sakatlıklar, bizim beklediğimizden daha fazla gerçekleşti. Darbeye bağlı ve oyuncuların önceki yıllardaki sakatlıkları beklenilenden fazlaydı. Fenerbahçe sağlık ekibin bu konuda yüksek bir donanıma sahip ve bu insanların ortaya koyduğu olağanüstü bir çaba var. Olması gerekenlerin dışında sürpriz 2-3 sakatlık oldu onun dışındakiler beklediklerimizdi. Emre ve Bruno Alves’in sakatlıklarını beklemiyorduk diyelim. Moussa Sow ve Emenike sakatlanmayabilirdi, onları daha fazla koruyabilirdik.
Ofansif oynamak çok zordur. Rakip sizi bozup hata yapmaya zorlar. Biz hata yaptıktan sonra oyunda kalmak için çok uğraştık, buna çok çalıştık. Sow, Emenike, Kuyt gibi hücum yücü yüksek olan ancak savunmada da bize çok yardım eden oyuncularımız oldu.
Futbolcularımıza gittiğimiz yolun tarifini yapmak, onlarla konuşmak zorundayız. Çok akıllı, çok karakterli oyunculara sahibiz. Onlara yüksek kalitede imkanlar sunmalıyız o yüzden sürekli temasta kalmak zorundayız.
Savunma yapmak takımın birlikte hareket etmesinden başlıyor. Bu tempoyu yapmak kolay değil. Belirli bir düzen içinde oynarsanız bunu kontrol etmek kolaylaşır. Bunu bozarak oynamak lazım. Oyuncular bazen arkadaşlarının görevlerini de üstlenmeleri gerekiyor. Bu değişimleri hızlı ve verimli yapmanız gerekiyor, bu da kolay bir şey değil.
Fenerbahçe resmi sitesinde de Ersun Yanal'ın şu sözlerine yer verildi:
Konuşmadık, oyunumuzu oynadık
Düştüğü yerden bu takım her zaman kalkmayı başardı. Bunu nasıl yaptık. Çünkü oynadığımız bir oyun var. Bir Konya maçı diyebilirim. Onun dışında oynadığımız oyunlar hiçbir zaman rakiplerden daha düşük olmadı. Konya maçında da yüksekken birden bire bir düşüş yaşadık. Hatta 3-0 yapıyorduk. Emenike karşı karşıya bir pozisyonu kaçırmıştı. O dakikadan sonra çok gereksiz pozisyonlar ve goller yedik, geriye çekildik, oyun coşkusu azaldı, oyuncular dağıldı. O aslında bizim için bir toparlanma oldu. Ne olduğumuzun, ne yaptığımızın farkına vardık. Maç kaybedersiniz. Karabük maçında rakip gol de kaçırdı. Biz skoru değiştirmek için biraz açıldık. Ama zemin, şartlar ve koşulları ben hiçbir zaman bahane etmiyorum. O günkü oynama koşullarını yerine getirmediğimiz için diyelim buna. O da bizim için bir deneyimdi. Eskişehir ve Sivas maçlarını ayrı tutuyorum. Çünkü o maçlar gerçekten çok üzüldüm. Futbol dışı etmenler bize çok hakim oldu. O etmenlerin burada tekrar konuşulması ne kadar doğru bilmiyorum ama bu etmenler ligin içinde de baktığımızda diğer maçlara hakikaten damga vuran birkaç maçtan bir tanesidir. Yapılan hatalar konusunda öne çıkan birkaç maç deseniz herhalde onlardan bir tanesi olarak Sivas maçını sayabiliriz. Eskişehir ve Elazığ maçları da onlara benzer maçlardı ve bunlar üst üste geldi. Tabii bunları yaşayan oyuncuların tepkisi ancak oyunla olabilir. Başka nasıl tepki gösterebiliriz? Konuşarak mı? Bizim işimiz konuşmak değil, oynamak ve biz hep bunu yaptık. Niye konuşalım ki, çıkıp oynayalım. Oynama karakteri ortaya koymuş ve bunu her seferinde yapmış referansı olan bir takımın nasıl tepki göstermesi gerekiyor? Oynayarak tepki göstermesi gerekiyor. Biz de oynayarak tepki gösterdik ve karşılığını aldık.
Caner’in gönlü burada, biliyorum
Caner’in oyuncu kalitesine, yeteneklerine yakışan buydu. Çalıştı, formayı aldı. Baştan formayı alamamıştı ondan sonrası gerekenleri yerine getirdi ve bugün herhalde herkesin kabul ettiği önemli bir duruşu var. Daha da iyi olacağını, çok daha iyi olacağını düşünüyorum. O genç bir oyuncu daha 25 yaşında, tam olgunluk zamanı. Bu başlangıç. Ben Caner’in Türk Futboluna da çok büyük katkıda bulunacağını umuyorum. Fenerbahçe’de kalacağını ve çok problem olmayacağını düşünüyorum. Caner’in gönlünün de burada olduğunu biliyorum. Umarım en kısa zamanda o imzalar atılır ve her şey bizim bıraktığımız yerden devam eder.
Destek verenler
En büyük destekçilerim… Tabii bunu parça parça bölmek lazım. Aile bir taraftan, takım ve ekip arkadaşlarım bir taraftan, birlikte çalıştığımız yönetim kurulu ve Başkanımız bir taraftan, oyuncular bir taraftan. Yani bu bir karma. Bir tane deyip haksızlık yapmamak lazım. Herkesten oldukça yüksek destek gördük. Desteği olan, birlikte çalıştığımız takım arkadaşlarımız var. Bizim ekibimiz var. Ekibimizin içindeki tüm arkadaşlarımızın, beraber yaptığımız çalışmalarda oldukça fedakar olduğunu gördüm. İsmail Hoca, Murat Hoca, Niyazi Hoca, Volkan Hoca, Recep Hoca, Melikşah, olağanüstü çaba sarf ettiler. Yani onlar her zaman oradaydılar ve hiçbir zaman eksilmediler. Fenerbahçe Medya Grubuyla zaten hep beraberdik, her koşulda bizim yanımızdaydınız. Diğer taraftan aşçılarımız, hizmetlilerimiz, orada bize inanılmaz güzel bir ortam sundu. Oraya yöneten İbrahim Kazdal… Yani herkes bizim peşimizdeydi. Deplasmana gittiğimizde, güvenliklerimiz, otobüs şoförümüz Cemal abimiz… Herkes olağanüstü bir fotoğraf verdi. Hatta attığımız bir gol var K. Erciyes maçında, Cemal abi herkesin üstündeydi. Biraz ağırdı ama altta Emenike vardı, ona bir şey olmadı. Yani bütün takımın her oyuncusu görevini yerine getirdi. İsim isim sayarken haksızlık olmasın. Doğan ustamızdan Salih’e Bayram’dan çimcilerimize herkes bizim yanımızdaydı. Başkanımız ve yönetim kurulu, bizim ihtiyaçlarımız olan temel yapıyı burada oldukça başarılı bir şekilde yönettiler. Fenerbahçelik duruşunun, bir karakterin ortaya konması konusunda oldukça da iyiydi. Bu destek, bizler her şeyimizle Fenerbahçe’yi yaşıyoruz ama bunun dışında bir hayatımız var. Ailemiz, çocuğumuz, annemiz, babamız var. Onların duruşu da önemli. Herkesten destek gördük diyebilirim.
Her engelin aslında bir avantaj olduğunu düşündük
Engeller konusunda ise; tabii engeller çok olacak. Biz her engelin bir avantaj olduğunu, lehimize döndürülmesi gerekin bir fırsatı olduğunu düşünerek hareket ettik. Ben hep böyle düşünürüm. Bir engel varsa, çözüm de içindedir ve bir fırsattır. Böyle yaptık, bir fırsat olarak değerlendirdik ve ayağa kalkerken oradan başka değerler üreterek ayağa kalktık. O yüzden bizim için bu büyük bir avantajdı.
Sivas’ta gerçekten çok üzüldüm
Üzüldüğümüz çok maçlar var ama Sivas’ta gerçekten çok üzüldüm. Eskişehir ve Sivas maçlarına çok üzüldüm gerçekten . Çünkü çocukların hak etmediği maçlardı ve onlar da çok üzüldüler. Belki bizim için en büyük fırsat da o maçlardı.
En sevindiğim maç; 5-2’lik Sivas maçı
En sevindiğim maçlar… Son dakika maçları var. Bursa’da golü yedik, golü attık. Son dakikalar insanı sevindi diye gösteren maçlar ama takım olmayı başardığımız 5-2’lik bir Sivas maçı var. Oradaki oyun değeri benim için önemliydi. Ligin en çok koştuğumuz maçıydı o maç. Orada herkes, ya artık biz böyle oynamalıyız diye çıktı oynadı. Deplasmanda şampiyonluğu pekiştireceğimiz Gaziantep maçındaki oyun disiplini ve isteyerek ve planlayarak oynamaları. Antrenmanlarda ortaya koydukları bazen sinirli ve agresif anlar benim hoşuma gider. Takım olmaya başladıkları, birbirlerine tahammül ettikleri anlardır. Bunlar ayrı ayrı açılması gereken sayfalar. Beğendiğim maç, gala gecesi Karabük maçı çok güzeldi. Herkes çok coşkulu, heyecanlı, verimli, mutlu. O mutluluğu gözlerinin içinden okumak çok güzel bir şey.
Kupayı kaldırdığımız an çok farklıydı
Unutamadığım bir an sezon içinde… Unutmayacağımız anlar çok fazla ama kupayı kaldırdığım an çok daha farklıydı. Herhalde o sahne bir daha gözümün önünden silinmez.
En güzel goller
En güzel gol… Her gol güzel ama Emenike’nin Antalya maçında yaptığı asist ve Musa’nın attığı gol. Caner’in Kayseri maçındaki uzaktan vuruşu. Çok güzel goller var, cok emekle atılan goller var. Kayseri Erciyes maçında Emenike’nin attığı, Egemen’in getirip Kuyt’a kadar onunla aldığı attığı gol. Emekle atılan çok gol var. Her golün bence emeği var.
İçerideki 1-0’lık Eskişehir maçı
En zorlandığımız maç…. Eskişehir maçı, içeride 1-0 kazandığımız Eskişehir maçı. Kritik bir sınırdı ve o maçta zorlandık.
Gala gecesi keyifliydi
En keyif aldığımız maç… Gala gecesi içeride oynadığımız Karabük maçı…
Soma’yla ilgili organizasyonlar yapacağız
Soma için hepimiz çok üzgünüz. Ülke olarak ülkenin bulunduğu konjektüre uygun, kalite ve değerlere uygun bir sonuç değil bu. Bütün hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Çok üzüldük. Böyle bir facianın yaşanmaması gerekiyordu. Bunun 1 tanesi de 301 tanesi de bence aynı. Ama bu facianın bizim gibi bir ülkeye yakışmadı. Bu konudaki duruşumuz belli. Eğer üstümüze düşecek bir görev varsa bunu seve seve, hiçbir karşılık beklemeden yapacağımızı biliyorum. Kulübümüzün bu konudaki refleksleri belli. Yaptığı refleksler de belli. Biz bir kurumun içinde görev alan, sorumlu olan insanlarız. Ve biz bu kurumun içinde sorumlu olan insanlar olarak bundan sonra ne yapılacaksa, görevimiz neyse oturup hem yönetimimizle hem de kişisel olarak yapacağız.Yapmamızda gerekiyor zaten. Oyuncularım dağıldı ancak toplandıktan sonra konuyla ilgili organizasyonlar yapılacak, Beşiktaş ile maç yapacağız, tarihi ve formatı belirlenecek. Bunun gibi pek çok organizasyonların yapılacağını düşünüyorum. Kulübümüzün duyarlılığı yalnızca futbol, basketbol takımı, kürek takımı ya da boks takımı olarak algılamamak lazım. Fenerbahçe çok büyük bir sivil toplum örgütü. Fenerbahçe konuyla ilgili her türlü uygulamayı yapacaktır, bununla ilgili planlarda var. Ben bir daha böyle bir olayın yaşanmamasını diliyorum. Ailelere başsağlığı diliyorum, şu anda başka yapabileceğimiz bir şey yok.Bu konuda devletin yapacağı ve yaptıracağı çok şey vardır. Halkımızın duyarlılığını göstereceği çok şey vardır. Hepimizin duyarlılığı bence şu olmalıdır; Bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için yapılması gerekenleri çıkarılacak dersler. Bence altı çizilmesi gereken şey bu.
Denizi çok seviyorum
Aslında çok karmaşık bir hayatım yok. Ben hobileri olan bir insanım. En çok deniz hobim var.Bu konuda bir kulübün de başanı oldum.İlk kez bu programda söylüyorum, Marmara Açıkdeniz Yat Kulübü’nün kongresi yapıldı, ben de başkan oldum.Yelken sporuyla deniz sporuyla uğraşacak gençlerimizin ve çocuklarımızın önünü açmak adına böyle bir sosyal sorumluluk programı içerisinde yer alacağım.West Marine İstanbul’da , Beylikdüzü’ndeki marinada konuçlanacak.Biz de bir grup arkadaşla göreve geldik ve sosyal sorumluluk projesi olarak , deniz sevgisiyle birlikte bir katılımda bulunacağım.Bir katkıda bulunmaya çalışacağım.Denizi çok seviyorum.Denizle uğraşıyorum.Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum.Ciddi bir fotoğraf arşivim var.Bilemiyorum belki ileride birşeylerin yararına sergi açabilir miyim.Fotoğraf çekmek benim için çok ayrıcalıklı bir şey.Boş zaman bulabildiğim süre içerisinde, futbolun dışında çok zaman kalmıyor ama bu iki hobi fazlasıyla zamanımı alıyor ve bunlarla ilgilenmeye devam edeceğim.
Ailemi işimden uzak tutuyorum
Aile çok önemli ama onları işimden uzak tutabiliyorum. Çünkü bizim işimizin spotları çok yakıcı. Onlar biraz ışık altında kaldığında kavrulabiliyorlar. Hem dışarıdalar hem içerideler. Onların kendi özel hayatları var. Hayatı paylaştıkları dostları ve arkadaşları var. Oğlum okuyor, kızım da yakın zamanda evleniyor. Hayat devam ediyor. Benim onlar için en büyük dileğim mutlu olmaları. Çünkü bu hayat mutlu olmayı hak eden bir hayat. Herkes çok mutlu olmalı.
Şampiyonluğumuzdaki en önemli etmen; taraftarlarımız
Fenerbahçe taraftarı bizim şampiyonluğumuzdaki en önemli etmen. Onlardan aldığımız güç, onlardan aldığımız enerji ve onların bize verdiği destek bizi buraya getiriyor. Çünkü onların hakikaten çok güçlü bir desteği var. Onların desteği ve bu duruşu bizim sorululuklarımızı artırıyor. Bu sorumluluğumuzun farkındayım.Maçlarda ve maçların da dışında bize göstermiş oldukları tüm destekten dolayı ben tekrar onlara teşekkür ediyorum.Onlar her şeye layık.