Ali Koç: Avrupa’lı kulüplerle aramız açılıyor. Onlarla aramızda dağlar kadar fark var ve bu fark sadece maddi değil. Anlayış, vizyon ve teknoloji kullanma farkı.
KOÇ Holding Başkan Vekili, F.Bahçe Başkan adayı Ali Koç, Fortune Dergisi şubat sayısına kapak oldu. Röportajda Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan adaylığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Koç, başkanlığı ile birlikte Fenerbahçe için hayata geçireceği stratejik dönüşüm planını anlattı.
İşte o açıklamalar:
Fenerbahçe’nin en güçlü, en heybetli olduğu dönemler skordan ve kupadan bağımsız olarak, camianın içinde birlik ve beraberlikle kenetlendiği; heyecan ve umut içinde olduğu dönemler.
ÇOK SESLİLİK, KATILIMCI YÖNETİM
Son birkaç yıla baktığımız zaman da o heyecanın, o umudun eskisi kadar olmadığını görüyoruz. Öncelik, camianın kenetlenmesi, birlik ve beraberlik. Bunun için de çok seslilik ve katılımcı bir yönetim gerekiyor. Çok sesli, katılımcı ve sorgulayan bir kongre üyesi kültürünün olduğu, herkesin çorbada tuzunun olduğu bir Fenerbahçe’de buluşmalıyız. Bir tane Fenerbahçemiz var. Hepimiz onun etrafında omuz omuza vererek tekrar kenetlenmeliyiz.
HERKESİN ÇORBADA TUZU OLMALI
Ezber bozan bir F.Bahçe’ye alışıktık. F.Bahçe’nin Türk sporunun lokomotifi olmakla beraber; saygın, aynı zamanda da saygılı kulübü olması gerekiyor. Birlik ve beraberlikle kenetlenen bir camia, omuz omuza herkesin çorbada tuzunun olduğu, kendi imkanları çerçevesinde sorgulayan bir kongre yapısı ve umut vadeden bir Fenerbahçe… Onun için biz her zaman şu söylemi kullanıyoruz: Eski heyecan için, yeni kan. Ve bunun için de tam zamanı şimdi diyoruz!
Her yıl Şampiyonlar Ligi
ALİ Koç sportif başarı projesini şöyle anlattı: Sportif başarıyı kısa vadede yakalamaya odaklanıyoruz. Sportif başarı gerçekleşmediği takdirde orta ve uzun vadeli değişiklikleri yapmak daha da zor. Avrupa’da durum böyle değil. Durum ne olursa olsun uzun vadeli tohumlar atıyorlar ve o tohumlar zaman içinde meyve veriyor.
Bunlara baktığınızda; Avrupa ile sürdürülebilir rekabet edebilmek için, her yıl Devler Ligi’nde olmak, gruptan çıkmak için cephanemiz; yani maddi gücümüz ve doğru bir planlamamız olması gerekiyor.
F.BAHÇE’Yİ çağdaş normlara uygun şekilde yeniden dizayn etme vaadinde bulunan Koç’un bu konudaki fikirleri ise şöyle: Bu yola çıktığımızdan beri Avrupa’nın önemli kulüplerini ziyaret ettik. Konferanslara katıldık, sadece spor ile ilgili teknoloji ve insan kaynakları şirketleri ile temas ettik. 21. yüzyılda paradigmalar değişiyor. Ülke olarak ulaşmaya çalıştığımız Avrupa’nın büyük futbol liglerindeki kulüplerle aramız her geçen gün daha fazla açılıyor.
BAMBAŞKA BİR KÜLTÜR
Orada gördüklerimiz, duyduklarımız, tecrübe ettiklerimiz, anlatılanlar ile bizim burada yaşadıklarımız arasında dağlar kadar fark var ve bu fark sadece maddi değil. Anlayış farkı, vizyon farkı, teknoloji kullanma farkı… Taraftarlar ile daha iyi etkileşimde olmak için pek çok farklı teknolojiler kullanılıyor. Türk sporunun bu seviyeye ulaşabilmesi adına gerekli adımları atmalıyız.
BÖYLE GİTMEZ
ALİ Koç, genelde kulüplerin, özelde F.Bahçe’nin finansal durumu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: Sürdürülebilir başarı için sağlam bir finansal yapı gerekiyor. Bu döngü doğru kurgulanamadığı zaman kalıcı başarıları yakalayamıyorsunuz. Ancak bugünün rakamları, sürdürülebilir sportif başarı için yetersiz kalıyor.
DOĞRU YÖNETİLMELİYİZ
Dolayısıyla önceliklerim, kulübün finansal yapısının daha sağlıklı hale gelmesi ve bağımsız bir finansal yapının sağlanması. Bana göre bugün kulüplerimizin ürettiği gelir de, değer de, doğru yönetildiği takdirde kendi kendilerini rahat biçimde çevirebilecek seviyede. Ancak, Türk futbolunda 7 milyar TL’lik bir borç yükünden bahsediliyor. Buna kulak vermek lazım. Kulüplerin borçlanma maliyeti yüzde 10 derseniz, 700 milyon TL’lik faiz yükü oluşuyor ki, borçlanma maliyetleri genelde daha yüksek oluyor.”
(Akşam)