Bu maç benim için çok farklı anlamlar içeriyordu. Üniversite'de okuduğum şehrimin takımı ile gönlümün takımı maç yapıyordu. Hafta içi Karabükspor, Avrupa ligi ön eleme maçında AS Saint Etienne ile çekişmeli bir mücadele verdi. Penaltılar sonucunda da dramatik bir şekilde elendi. Bununda etkisiyle fiziksel ve psikolijik olarak yorgun geldiler Kadıköy'e.
Fenerbahçe ise 1 hafta önce Süper Kupa maçında Galatasaray'ı ezmesine rağmen sonuca varamadı ama penaltılarla hakkettiği kupaya ulaştı.
Galatasaray maçına bakacak olursak her zamanki gibi yine olaylar çıktı. Soma için Manisa'da oynanan bir maça yakışmayan durumlar vardı. Maden kazasında hayatını kaybeden işçilerin ailelerini maça çağırıyorsun, çok güzel. Madem çağırdın niye ana avrat küfür ediyorsun. Orantısız hareketler. Potansiyel belli zaten her iki tarafta da. Gereksiz yere dostluk mesajları vermeninde gereği yok bence. Herkes biliyor ki büyük taşlar yerinden oynamadıkça dostluk imkansız.
Gelelim dün akşama. Passolig denen zırva yüzünden sadece kombine bilet sahiplerinin izlediği bir maç vardı Şükrü Saraçoğlu'nda.
Futbol olarak ilk haftaya göre iyi bir oyun oynadı Fenerbahçe. İlk dakikalardan itibaren topu rakip yarı sahasına yığdık ve sonucunu da Kuyt'ın güzel ara pasını tamamlayan Emenike getirdi.
Erken gelen gol maçı koparmamıza yardımcı olmadı aksine attığımız gol adeta Karabükspor'u canlandırdı denebilir.
Alves ve Egemen'in sakatlıklarında Bekir ve Kadlec görev aldı. Hassas olan defansımız ortadan gelen topta havadan müdahale edemeğince gol geldi.
Defansın hatası çok barizdi. İlk yarının sonuna doğru gelen gol devreye 1-1 eşitlikle girilmesini sağladı. İkinci yarıda tekrardan gelen baskı rakibi hataya zorladı.
Sow'un güzel zamanlaması ile doğru yerde bulunması ise bizi tekrardan öne geçirdi.
Ardından tekrar rakip oyunu dengelemeye başladı. Çok tehlikeli olmayan bir ortada Kadlec kendi kalesine güzel bir kafa vuruşuyla durumu eşitledi.
İsmail Hoca doğru değişiklerle oyunu tekrar bizim lehimize çevirmeyi başardı.
Yaptığı değişiklikle Diego Ribas ilk resmi maçına çıktı. Maça pek etki edecek fırsatı bulmadı ama top onun ayağına gelince heyecanlanmadım dersem yalan olur.
Diğer bir değişikliğimiz Webo'da nöbetçi golcü görevine atandı gibi.
Attığı gol bize 3 puanı getirdi. Oyunculara bakacak olursak Mert'e pek görev düşmedi aslında maçta.
Yediğimiz 2 golde de hem kaleci hem defans hatası vardı. Onun dışında Mert bir tanede şık kurtarış yaptı. Pek hazır olmadığı belli.
Kalan iki maçta daha kalemizi koruyacak. Zira Trabzonspor maçı, Mert için zor geçecek. Caner ve Gökhan'a bakacak olursak onlar yine çok güzel işler çıkardılar.
Bekir ve Kadlec ise canlı bomba gibiler zaten. Ne olacağı belli değil. Orta sahaya ise muhteşem üçlü denebilir. Makine gibi işliyorlar. Mehmet Topal gizli kahraman. Meireles ise geçen sezon ki performansını devam ettiriyor. Emre ise kaptan gibi sahada oynaması bizi ayakta tutuyor. Hazır orta sahadayken Ribas'a da değinmek gerek. Bu üçlüden hangisi çıkıp yerine Ribas girecek çok önemli. Forvet de ise Sow, Emenike ve Kuyt üçlüsü artık klasikleşen oyun yapısıyla rakip kaleyi korkutuyor. Trabzonspor maçı çok çok önemli. Rakip öç alma gözüyle bakıcak maça bu kesin. Olaylı bir maç olma ihtimalide yüksek. Caner, Meireles ve Emre'ye çok iş düşüyor bu maçta.
Çok önemli bir sezona adım attık. Gelecek sene Avrupa Kupalarına katılabilecez nihayet. Şampiyon olmak çok önemli bu yüzden.
Yazımın sonuna gelirken Bütün güzel dileklerimiz Fenerbahçe'den yana. Güzel bir sezon olsun. Kimsenin hakkı yenmesin (hiç inandırıcı değil biliyorum).
Ve sonunda formamıza 1 yıldız daha ekleyelim.
