Tarihimiz boyunca yapacağımız en rahat derbiydi belkide. Bu maç 3 puandan fazlasını içeriyordu. Galatasaray kazandığı takdirde. İçinde ki fırtına biraz olsun yatışacaktı ve kaçan şampiyonluğun telafisi olacaktı. Bizim içinse sezon boyunca kaliteli bir futbol ortaya koymuş olmanın verdiği gurur ve öz güvenle sahaya çıkıp görevini yapıp anlımızın akıyla geri dönmek olacaktı. Kazandığımız takdirde ise puan farkını dahada arttırıp şampiyonluk kupasını dahada erken kaldırmamıza neden olacaktı.
Ezeli rekabet ebedi dostluk diyorlardı. Aslında doğru bir söz. Önceden iki kulübün birleştirilmesi bile düşünülmüş. Ama zaman içinde iki taraf bir birine sırt dönmüş. Bunda ne yazık ki iki tarafında yöneticilerinin büyük bir payı var. Son zamanlarda ise sözde şike davasında bizi arkamızdan vuran TFF ve Ünal Aysal ekibinin ektiği nefret tohumlarının meyveleri yavaş yavaş çıkmaya başladı. Geçen sene bir taraftarımız bıçaklanarak hayatını kaybetti. Birde haberlerde çıkmayan ve sadece ben ve birkaç arkadaşımızın şahit olduğu yaralama olayı var. Dün otobüsümüz taşlandı. Alıştık. Neredeyse her deplasmanda taşlanıyoruz. Son olay haberlerde verildi mi? Hayır. Çünkü bu cana ve mala kasten saldırı değil. O otobüsün içinde teröristler olsaydı daha çok yankı bulurdu. Siyasi partiler olayı kınardı. Orada oyuncumuz yaralansa hesabını kim verecek çok merak ediyorum. Gelelim akşamki maça:
Galatasaray geçen senelerden alışık olduğumuz şekilde baskılı başladı. Savunmamız şaşkın ördeğe döndü. Maçın başında yediğimiz golle baskı büyük ölçüde azaldı. Hakem müsvettesinin her kararı tartışmaya açıktı zaten. Maçtan önce tahmin ettiğim bir kırmızı kart var. Bu hakemden bu kadarla kurtulduğumuza şükretmek lazım. Emre'nin kararı doğru. Amacı neydi bilmiyorum bilmekte istemiyorum. Sarı kartlısın ve 1-0 geridesin ve niye böyle bir hareket yaparsın anlamadım. Melo'nun tahriğine dayanamıyorsan. Kırmızı kart gördükten sonra kramponunu Melo'nun ağzına sokacaktın. Ondan sonra ceza versinler. Diğer bir olay Beşiktaş maçında ''Hocam benden çıktı diyen'' Semih, bu maçta yaptığı faul sonrası da deseymiş madem o zaman adam derdik. Aklımda kalan diğer bir önemli olay ise Selçuk İnan'ın oyundan kendi isteğiyle çıkmasıydı. Mancini yere yat diyor. O yatmıyor formasını çıkartıyor falan. Amacı zamandan çalmak olan korkak İtalyan piyonu ve onu dinlemeyen Galatasaray F.K' nün takım kaptanı. Enteresan bir olay. Perde arkasında ne döndü bilmiyoruz tabi. Ne döndüğünü çıkartacaklarını da sanmıyorum.
Zevksiz bir maç, farkın 7 puana indiği bir skor board, şerefini kaybettiği tescillenen Melo ve maçı kazandığını zanneden bir taraftar grubu. İşte maçtan arta kalan bunlar. Haftaya Antalya mücadelesi var. Eksiklere rağmen kazanacağımıza eminim. Beşiktaş maçı ufukta göründü. 2'incilik bizi ilgilendirmiyor. Beşiktaş'tan rövanşını alıp eli boş döndürmek boynumuzun borcudur. Bugün veya yarın Trabzonspor ile ertelenen maçın sonucunu açıklarlar. Tekrar edilecek sonucu çıkarsa şaşırmayın. Herkese iyi haftalar..
