İlk Devre Sonucu Fenerbahçe 0-0 Braga
Oyun anlamında çok disiplinli ve takım oyunu oynayan bir takım var karşımızda. Kura çekildiği günden beri söylediğim bir şey var “Kolay rakip yok şu aşamadan sonra” ancak tüm renkdaşlarım “6 atarız, 7 atarız” diye diye takımı bu rehavete soktular!
Antalya’nın kestiği cezanın mislini keser bu adamlar ama yine de savunmada Kjaer diye bir adam var dünya çapında bir stoper ki çok topları kesti. Orta alanda Mehmet Topal’daki düşüş devam ediyor. Josef ve Ozan’ın açıkçası yaptıkları hiçbir şey yok, bu gidişle olamazda!
Yahu bu rakibi 45 dakikada izleyen herkes şunları demiştir; Adamlar iyi kapanıyor, boşlukları iyi dolduruyor, orta alanda çok rahat paslaşıyor ve zihinleri yakan bir şekilde “top kendilerinde iken oyunu daraltıyorlar!” Bu kolay bir oyun tarzı değildir! Bunu oyunculara da kolay aktaramazsınız! Zaten bu takımı farklı kılan da bu! Top ayaklarına geldi mi sağdan soldan bir yerlerden bir oyuncuları çıkıyor ve yanlarında bitiyor, bu sayede orta alanda kolayca paslaşıyorlar. Ancak bundan ötürü ileriye kolay çıkamıyorlar. Her ne kadar çok adamla baskı kursalar da ilerideki oyuncuları da bu pas trafiğine katılmak istediği için az pozisyon buluyorlar fakat belli ki “Bizim az yapabildiğimiz” şeyi yapıp bu az atakları öz değerlendiriyorlar!
Şu an 45 dakika sonrasında takımımızda Kjaer hariç 10 üzerinden 7 ve üzeri alan oyuncumuz yok! Van Persie ve Volkan Demirel de çırpınıyor fakat bu bir taktik değilse (Rakibi ilk yarı yorup ikinci yarı beklemedikleri şekilde vuralım gibi bir taktik değilse) bu oyun gerçekten bizi Çeyrek Finale taşımaz! Fakat bu takımın Moskova maçı düşünüldüğünde 2. Yarı belki de çok farklı bir futbol oynayabileceğimizi düşünüyorum. Örneğin ikinci yarıda Josef ve Ozan’ın biraz daha önde baskı yapması ile rakip uzun topla çıkmaya zorlanabilir, bu sayede Kjaer ve Alves’in hava toplarındaki hakimiyeti ile top bizde kalır. Zaten şu takımı 5 dakika baskı altına alsak eminim gol ya da goller de gelir ve ondan sonra görürüz oyun disiplininden kopuyorlar mı yoksa devam ettiriyorlar mı?
İkinci Yarı Beklentim:
Aslında Alper Potuk bugün aşırı kısır! Volkan Şen de istediğini tam yapamıyor çünkü sağında yani forvet arkası pozisyonunda “Kimse yok!” Üzülerek belirtmek istiyorum ki Diego’nun yokluğu çok net belli! Bu takımda da 2. bir Diego yok! Bu yüzden ya Josef ve Ozan’ı ileri kaydırıp o bölgedeki açık kapatılır ve uzaktan şutlar, keskin ara paslar ve kanat bindirmeleri ile aradığımız gol gelir ya da çırpınır dururuz ve en iyi ihtimalle maçı 0-0 bitiririz!
Pereira içeride sert uyarılar yapıp oyuncuları “Yürekten oynamaya” davet ederse, ikinci devre koşan, basan ve pres yapan Fenerbahçe, savunmada açık vermeden oynarsa bu takım yenilmeyecek takım değil! Hatta ne kadar da göze hoş gelse de oynadıkları futbol, ikinci yarı kondisyondan düşüp-düşmeyecekleri, oyun disiplininden kopup-kopmayacakları ortaya çıkacaktır. Yeter ki sabırlı ve akıllı oynayalım.
Maç Sonucu, Rekorlar Sonucu:
Maçı 1-0 kazandık ancak avrupada arka arkaya 8 maçtır kaybetmediğimiz için kulüp rekoru kırıldı. Kendi sahamızda da gayet başarılıyız ve oradaki maçtan da en kötü beraberlikle ayrılırsak rekor katlanmış hale gelecek ama rekordan çok konuşulacak şeyler var.
Öncelikle ilk devreyi tutuk kapatan takımımızda ikinci yarıda ateşlenme bariz şekilde görüldü. Rakibin hem kondisyondan düşüşü hem de savunmaya ağırlık vermesi sonrasında oyunu tamamen olmasa da rakip alana yığdık ve rakibe ikinci yarıda hatırladığım kadarıyla pozisyon vermedik. Burada da orta alanda Josef ve Ozan’ın biraz daha ofansa yönelmeleri etkili oldu ancak birkaç pozisyonda rakip orta sahanın ortasından yani 2. Bölgenin tam merkezinden atak başlatınca korkmadı değilim. Fakat savunma tıpkı söylediğim gibi hava toplarında 1 top hariç hepsini karşıladı.
İkinci yarı Van Persie’nin müthiş isteği sonrasında zaten Pereira onu sarı kartına rağmen oyundan almadı. Üstelik yine tarihe geçecek 2 ara pası denedi ancak ilki çok güzel geçti fakat ardı gelmedi, ikincisinde ise top geçmedi. Ancak bu isteği ve bu performansı ile “Gol atmadığı halde bu kadar sevilen bir forvet olarak tarihe geçti” bence. Bu taraftar gol atamayan forvete kızar ancak Van Persie kendine kızdırmıyor ki! Uzaktan deniyor, ara pas atıyor, savunmaya yardım ediyor, top taşıyor, top dağıtıyor, herkes top tutamıyor dese de bence hücumda top da tutuyor ve takımı ileriye taşıyor. Ancak Kayseri maçında açılır umarım. Çünkü gol atamadıkça kendine stres yapabilir. Ayrıca attığı gol net gol idi, ofsayt nedeniyle iptal edildi ancak net goldü ve akılcıl bir goldü!
Gole gelince, hep söylediğim gibi Fernandao sola götürmüş savunmanın bir kısmını, Van Persie sağa götürmüş bir kısmını ve Topal’ın önü açılmış. İddia ediyorum daha devam etse 5-6 metre daha sürerdi ama zamanlama süper, vuruş süper ve gol herşeyden süper. Ancak golde savunmayı açan Fernandao ve Van Persie’yi de unutmamak gerek.
Volkan Şen’in oyundan çıkarılması bence yanlıştı! Alper daha etkisiz gibiydi ve Volkan o bölgeyi iyice zorlamıştı ancak savunmaya yardımı azaldığından belki Pereira çıkarmıştır çünkü o an gol atmaktan çok gol yememek daha önemli idi.
Ayrıca Meireles %100 olmasa da Ozan’a göre daha hazırdı ve Ozan bence bu maçın ağırlığını kaldıramadı ama elinden geleni yaptı. Caner ve Şener de ellerinden geleni yaptılar ama rakibin oyun stili onları buna itti. Fakat Caner’in orta alan çizgisine yakın oynadığı uzun toplar “Ne şahane toplar” öyle ya. Keşke bunların hiç olmazsa 4’te 1’ini değerlendirsek ancak bunlar heba oluyor! Keşke diyorum keşke. Ama o günler de gelecek…
Sonuç olarak bu takım orada “1 gol attık mı iş tamam” mantığıyla değil de “Her zaman her yerde en büyük Fener” mantığıyla oynarsa bu rakibi eleriz. Ancak 1 gol atalım dersek 3 te yeriz 4 te yeriz bu rakipten! Fakat çok değişik tedbirler alacağımızı düşünüyorum. Yine de yaşattığınız bu gururdan ötürü hepinize tek tek teşekkür ederim. Önce Kayseri maçına odaklanmayı da ihmal etmeyin! 2. Braga maçına ve derbiye daha çok gün var! Kayseri maçına odaklanın…
by Serkan Acar
