Geçen hafta ki Antalyaspor mağlubiyeti ve sonrasında ise Diyarbakır'da sıkıntılı bir beraberlik ile tüm spor yorumcularının konuşmaları ''Fenerbahçe çöküyor'' başlıklı olmaya başlamıştı. Bunda Pereira'nın oyun sisteminin çökmesi büyük pay sahibiydi. Geleneklerimize ters düşen iki ön libero oynatıp hem TV başında ki taraftarlara hem stadyumda ki taraftara eziyet çektiren bir futbol oynatıp bununla da övünüyordu. Bizim hedefimiz sadece 3 puan olsaydı hiç ses çıkarmazdık ancak biz bu akşam ki gibi futbola hasret kaldık. Aylardan beri bunu bekledik. Umarım hocada bize bu konuda istediğimizi verir. Geçelim bu akşama.
Topal-Souza ikilisinin cezası nedeniyle senin başından beri kurgulanmış oyun sistemimizden mahrum olarak oynayacaktık. Kadlec sürpriz bir şekilde ön libero pozisyonun da yerini almıştı, açıkçası çok şüphelerim vardı ama çokta üzerine oynanmadığı için iyi idare etti. Önünde ki ikili Ozan-Diego ise sene başından beri tartışılan ve bekleneni bir türlü veremeyen iki oyuncuydu. Ozan Tufan kendi mevkisi dışında oynamasını bahane edebiliriz tabii ki. Diego ise eski Diego'dan bir iki gömlek daha iyi oynadı, harikalar yarattı demek saçma olur. Hoca'da umarım fark etmiştir ki Topal-Ozan-Diego 3'lüsü bize istediğimi verecektir. El freni istiyorsa Topal-Souza oynasın bence çok zor deplasmanlar hariç bile böyle oynanmalıdır. Kanatlara bakacak olursak Volkan Şen güzel çabaladı ama pozisyonları kötü harcadı, Markovic'den daha yapıcı olduğunu düşünüyorum, istikrar ve uyum sağlasa eminim hatalarını kapatır. Nani'yi beğenmedim, çok kolay pozisyon harcadı ve nokta paslar verebilecekken topla oynayıp atağı yok etmesi benim gözümden düşmesine neden oluyor. V. Persie ise çok güzel oynadı, zaten pasör ve sırtı kaleye dönük oynamasını bilen bir yıldız olduğunu biliyorduk, önemli olan bu yeteneklerini kullana bilmekti. Çıkardığımız diziliş ve oyun yapısı buna çok müsaitti, V. Persie'de fırsatı tepmedi. Daha iyisi de olacaktır, bu oyuncu oturduğu yerde form tutmaz ve takıma alışmaz. Arka arkaya oynayacak ki sisteme uyum sağlasın. Kısacası oynaması şart.
Rakibimize bakacak olursak, Kasımpaşa yorumcuların sayesinde hemde ligdeki konumları itibarı ile gözümüzü biraz korkutuyordu. Ancak Aralıktan beri kazanamayan bir rakip vardı karşımızda, Donk'un Galatasaray'a gidişi de bunda önemli bir etken olabilir tabii.
Bence deplasmanlarda da böyle saldırgan oynayabilmeliyiz, yoksa şampiyonluk defans yaparak gelemeyecek öyle gözüküyor. Rakiplerimiz hem medya pofpoflamasıyla hem hakemleriyle yürüyor bu şartlarda bizim onlara dudaklarını ısırtmamız lazım, o da futbolla olacak iştir. En basit örnekle bugün Fenerbahçe güzel bir oyun sergileyerek galip geldi ancak piyasadaki hiç bir programda güzel oyundan bahsetmediler. Birinde Burak Yılmaz konuşuluyordu birinde maçın genel analizi yapılıyordu, yenilseydik son dakika geçeceklerdi ama nasip olmadı tabii. Salı günü oynanacak L. Moskova maçı mutlak galibiyetle ayrılmamız gereken bir maç çünkü tahmin edersiniz ki Moskova zor bir deplasman olacaktır. İnşallah bugün ki gibi bir futbol ile galip geliriz.
Herkese iyi hafta sonları. Salı günü görüşmek üzere, esen kalın.
by Serkan Acar
