Kadiköy'de, hem Başakşehir'in tercih ettiği oyun yapısından hemde Fenerbahçe'li futbolcuların formsuzluğundan dolayı kısır, zevksiz, tatsız, tuzsuz bir maç izledik. Ne son zamanlarda pozisyonlara giren hücum sistemi vardı sahada. Ne de rakibe top yaptırmayan pres ve iyi savunma. Başakşehir'in iyi savunmasında dolayı fazla pozisyona giremememizi anlarım. Fakat her zaman yaptığımız o önde pres, rakibe alan bırakmayan orta saha yapımızın olmamasını anlayamam. Hele de Topal ve Josef sahadayken. Çünkü ikisinin birden sahada olma sebebi savunma.
İlk yarıda iki takımında fazlaca top ezdiği, daha çok orta saha mücadelesi şeklinde geçen bir maç vardı sahada. Sahada ki 22 futbolcunun 20'si top oynamanın peşindeydi, 2 kişi dışında. Uğur ve Badji. Bu 2 oyuncu sanki hocalarından talimat almış, hakemden de izin almışcasına karşılarına gelen her Fenerbahçe'li futbolcuyu biçtiler. Basma, çekme, engelleme, tekme, dirsek ne ararsan vardı. Ama maalesef o dakikalarda sahada ya hakem yoktu, ya da kırmızı kartını soyunma odasında unutmuştu. Eğer ilk yarıda Uğur ve Badji oyundan atılmadıysa, bana kimse futbolun adaletinden ve Cüneyt Çakırın ELİT! hakemliğinden bahsetmesin. Daha 4 gün önce şampiyonlar liginde santimlik golü gören Çakır ve yardımcıları Uğur ve Badji'nin pozisyonlarında 3 maymunu oynadılar ilk yarıda.
İkinci yarıda beklediğim 2 değişiklik vardı oyunda. İlkini Cüneyt Çakır'dan bekliyordum. İlk yarıda ver(e)mediklerinden dolayı, ikinci yarıda eyyama başlayacağını ve Fenerbahçe'yi kayıracağım derken iki takım aleyhine de kötü karar vereceğini düşünüyordum ve nitekim öyle de oldu. Tek doğru kararı Badji'nin geç gelen kırmızı kartıydı. İkinci değişikliği ise takımdan bekliyordum. İlk yarıda idare eden Fenerbahçe'den daha üretken, rakibi boğan bir futbol bekliyordum ama, kırmızı karta kadar bu maalesef mümkün olmadı. Hem Başakşehir iyi kapanıyordu, hem de futbolcular bugün gerçekten gününde değildi. Ama işte böyle günlerde ortaya yıldız faktörü çıkıyor. Kötü gününde olan Nani kaleye bir mermi gönderdi, Van Persie'de mermiye kafa atmayı değilde eğilmeyi düşününce gol geldi.
Bu maçtan Pereira'nın çıkarması gereken çok şey var. İlk olarak yaptığı değişiklikler giren oyuncular yönünden doğru, ama çıkan oyuncular yönünden yanlıştı. Maç 0-0'ken Persie oyuna giriyorsa, Fernandao'yu çıkartması bence yanlıştı. Önce sadece Persie – Ozan değişikliği, golü bulduktan sonra Fernandao – Diego değişilkliği yapsa, oyunu rakip yarı alana yıkıp, daha erken gol bulabilirdik. Bir de kısırlık problemimiz var. Sahada oyun kurabilecek bir orta saha olmadığı zaman takım topu eveleyip geveliyor ve iş Caner ve Gökhan'ın oyun kurmasına kalıyor. Onlarında ilk hatasında kalemizde pozisyon görebiliyoruz. Pereira'nın ya Diego'yu daha öne oynamaya ikna etmesi, ya da devre arası bir 10 numara bulması lazım. Herşeyden önce kötü oynarken kazanmak, hele de ezeli rakiplerinin birbiriyle oynadığı hafta da çok önemli. Hem 6 puanlık bir maç kazandı takım hemde Başakşehir gibi, bu ligde herkese sorun yaratabilecek bir takımı mağlup ederek puan kaybı bekleyenlere NANİK yaptı.
Olayın özeti şu; Bu takım her türlü şampiyon olurda. Kjaer'in yanına lider karakterli bir stoper, orta sahaya da bir beyin alınırsa, 17 takımın yanına MHK ve TFF'yi de koysanız durduramazlar.
by Serkan Acar
