Futbolda kazanan her zaman haklıdır lafına inananlardan asla olmadım , olmayacağım da . Dün son dakikada gelen golle sevinçten havalara uçmam bir tarafa 89 dakika boyunca pozisyon bulmakta zorlanan , hücumda çoğalamayan bir Fenerbahçe izledikçe stresten midemize giren ağrıları en iyi biz biliyoruz. Neden mi ? Çünkü belki farkında olmayanlar var zira dün maç 0-0 bitmiş olsa idi bu kadar sansasyonel transferlere imza atmış ve sezona büyük sükse yaparak başlayan Fenerbahçe daha ekimde Avrupa’ya havlu atmanın eşiğine gelecekti.Şimdi ise ipler artık Molde’nin de sürpriz performansı ile bizim elimizde. Savım şu ki Amsterdam’da alınacak en az 1 puan bizi gruptan çıkartacaktır .

Futbol 90’ların ikinci yarısı ile beraber yıldızların değil takımların özellikle orta sahalarının etkinliğinin maça damgasını vurduğu bir oyun haline geldi . Orta sahasında 2 yönlü oynayabilen , yetenekli ve güçlü futbolcusu olmayan hiçbir takım artık zirvede yer alamıyor . Fenerbahçe uzun yıllardır Aurelio,Appiah,Emre gibi orta sahada 2 yönlü oynayan oyuncuları sayesinde maçlarda neredeyse her rakibe karşı orta saha üstünlüğünü ele alıyordu.Bu sene ise maalesef önce Emre’nin zamansız ve hazırlıksız ayrılışı ardından orta sahaya gereken kanın bulunamayışı sonrası bu bölgede sorun yaşıyoruz . Perreira’nın da anlamsız inadı ile TOPAL-DE SOUZA ikilisinden medet umması takıma adeta el freni görevi görüyor . Çünkü dikkat edin topla çıkabilen , oyun başlatabilen defans oyuncumuzun olmayısı ve orta sahada da sadece defansif olarak mükemmele yakın olsalar da asla hücuma katkı vermeyen 2 defansif orta saha ile oynamamız neticesinde DIEGO , NANI , MARKOVIC hatta zaman zaman VEN PERSIE bile gerilere kadar gelip top almak zorunda kalıyorlar .Bu yüzden ileride iş yapmalarını , diri kalmalarını beklediğimiz hücum silahlarımız enerjilerini boşa harcamış oluyor . Hepsinin de maçı 90 dakika tamamlayamadan çıkıyor olmalarının asıl sebebi de bu .

Şimdi kazanılan bir maçın ardından neden böyle konuşuyorsun diyenler olacaktır.Ama unutmayın 89 da o korner golü getirmese şu an basında eleştiri yağmuruna tutulmuş bir hoca ve takım görecektiniz.O yüzden önemli olan benim için asla skor değil oynanan oyundur .

Hiç mi artısı yoktu peki Fenerbahçe’nin. Tabi ki vardı . Bir kere Kayseri maçındaki o ölü toprağı üstten atılmış.Takım yavaş yavaş bir kaç bölge hariç kadro oturmaya başlıyor .Olympiakos’un başında iken sadece 2 maç üst üste aynı 11 ile maça başlayan  ve maç içinde de oyuncu değişiklikleri kadar sistem değişikliklerini hatta oyuncuların saha içi dizilişlerini dahi değiştiren bir teknik adama sahipseniz zaten bunarla alışmanız gerekli.Oysa ki FENERBAHÇE’nin hatta diğer büyüklerin şampiyon olduğu yıllara bakın ilk 11’lerini her zaman ezbere sayarsınız.İşte PERREIRA bunu becerebildiği zaman işler daha kolay olacak. Dün şunu gördük ki defans hattımıza ocakta takviye şart.Üzülerek söylüyorum burun kıvırdığımız BA , ALVES’ten de KJAER’den de daha iyi performans sergiliyor . Doğru 2 kanat beki sonunda dün sahadaydı.Şener’i ne kadar beğensem de GÖKHAN bu ligin son 25 yılda gördüğü en iyi sağbektir. Dün o kadar maç eksiğine rağmen yine çok iyi bir maç çıkarttı .

Fenerbahçe’nin oyununun güzelleşmesinin tek çaresi hücumda etkin olabilmekten geçiyor.Bunun da şifresi dikine oynayan orta saha oyuncularıyla maça çıkılması . Bireysel anlamda çok iyi defansif oyuncular olsalar da ikisi bir arada asla oynamamalı diyeceğimiz 2 isim var.TOPAL ve DE SOUZA . Biri kulübede beklemeli ve yanında topu oyuna sokacak , pas dağıtacak ( örnek mi BJK  Hutchinson-Oğuzhan , GS Selçuk – Bilal ) gibi Topal’ın yanında Meireles,Ozan hatta bence belki de Diego oynamalı . Artık ligde 8, avrupada 7 maça çıkmış bir takım en azından bir oyun planı , bir sisteme sahip olmalı . Çünkü geç kaldıktan sonra kaçan balık büyük olacak .

Pazar günü KADIKÖY’de puan tablosundaki yeri , kadrosu , oyun planı , oyuncu kalitesinin asla önem arz etmeyeceği bir maça çıkacağız .Her ne kadar 24 saat daha az dinlenme şansımız da olsa  bu maçlar yürekle oynanan maçlar. Dün gece hafta içi yağmura rağmen tribünleri dolduran taraftarları görünce şimdiden Pazar günkü atmosferi merak etmeye başladım . İçinde bulunduğumuz asırda KADIKÖY’de kaybetmediğimiz G.Saray’a karşı yine mutlak favoriyiz . Biz en kötü olduğumuz , em moralsiz olduğumuz , en çok eleştirildiğimiz dönemlerde …Onlar UEFA kupası aldıklarının hemen ertesinde , Avrupa’da 7 -1 kaybedip dönüşümüzde , sahada 10 kişi kaldığımızda … O stadyumda 6-0,4-0,4-1,3-0 ve nicelerini bizzat yaşamış biri olarak söylüyorum bu maçta normal şartlarda tek ihtimal vardır o da FENERBAHÇE galibiyetidir. Hangi 11 sahaya çıkarsa çıksın, bu maça yüreklerini ortaya koyup oynayacaklarına adım gibi eminim . Teknik adamın vereceği taktik ne olursa olsun bu maçı FUTBOLCULARIMIZ kazanacak . Bu tip derbilerde yabancı oyunculardan çok GÖKHAN , CANER , VOLKAN , M.TOPAL  gibi TÜRK oyuncularımızın maç öncesi konuşmaları ve maç içindeki özverileri , dik duruşları galibiyetin mimarı olacaktır . Bu TARAFTAR da bunu sonuna kadar  hak ediyor …

Maçın 3 adamı : Caner – Ba – Fernandao

24 Saat Futbol