Geçen hafta lider olduktan sonra nasıl fırsat tepilir isimli belgeseli izledik dehşetler içinde. Eskişehir deplasmanı boş deplasman değildi, taraftarı ile bütünleşmiş durumdalar ve biz bu iğrenç ötesi oyunla ekmekleri yağ sürdük. Bir lider onuda geçtim Fenerbahçe kaleye 1 tane bile isabetli şut çekemeden nasıl maçı tamamlar hayret ediyorum.

İsmail Hoca, oyuna başlarken çok büyük risk aldı. Risk alması problem değil ancak işler yolunda gitmeyince düzeltmemesi sadece seyirci kalması büyük bir faciadır. Hocalık babalık etmek, ağabeylik etmektir, oturup film izler gibi izlemek ancak seyircilerin işidir o zaman çıkıp ya tribünde ya da benim gibi televizyonun başında izlersin.

Caner uzun zamandır ilk defa o mevki de maça başladı ve orayı da bizim açımızdan dağıttı. Pas yaparak çıkamadık, ne sağ ne sol ne de göbekten verimli bir oyun gerçekleştiremedik ve yavaş yavaş oyun elimizden kaydı. Diego gibi bir hamle imkanımız varken Selçuk'tan yana kullanması talihsizlikti ve niye bugün puan kaybettik sorusunun cevabıydı. Geriye yaslanarak olamazdı, kaldı ki biz defans bile yapamadık ne yaptığımız belli bile değil. Bu oyunla 1-1 şükredilmesi gereken bir skor oldu bizim için bunun tek suçlusu ne İsmail Hoca ne Emre ne Webo ne de Bekir, takım olarak fasat altı bir performans bizi bu duruma soktu. Her hafta saldırıya uğruyoruz oyuncularımız daha da hırslanmaları gerekirken iyice korktular. Bize yakışmaz bu demekten dilimde tüy bitti. Gelecek sene en büyük takviyeyi beynimize ve yüreğimize yapmamız gerektiği belli oldu bugün. Şampiyonluk yarışında 3 büyükler bir birlerine ikram ediyorlar en son elinde kalanın olacak şampiyonluk. Haftaya Balıkesirspor ile olan maçta ne yapacağız görüceğiz. Puandan çok oyun olarak ortaya koyduğumuz da önemli ama lig öyle bir hal aldı ki ''ulan bırak havalı çalımları, pasları kazanalım yeter'' diyoruz. Çok kaliteli bir ligimiz var maaşallah.

Herkese iyi haftalar..

24 Saat Futbol