Spor yazarlarından Rizespor - Fenerbahçe maçı değerlendirmesi
12.09.2020 - 12:09
1/18
Spor yazarları, Süper Lig'in açılış haftasında oynanan Rizespor - Fenerbahçe maçını değerlendirdi.

2/18
“FREY ÇOK YETERSİZ“

(REHA KAPSAL/FOTOMAÇ)
Fenerbahçe'nin son iki sezonda beklenen hedeflerden çok uzak kalmasıyla bu sezon özellikle lige başlangıcı taraftar ve camia açısından, yapılan transferlerle beraber merak uyandırdı ve de beklentileri yukarı çekti. Sarı-lacivertliler, transfer ettiği çoğu oyuncuyu bu maçta hem yeni gelmeleri, hem de fiziksel olarak hazır olmamalarından dolayı, belki de istenilen takım kurgusu içinde Erol Bulut yer veremedi. Maçın ilk yarısında Caner'in kaçırdığı penaltı ve Deniz'in değerlendiremediği net fırsatla Fenerbahçe, ilk yarı skoru lehine alıp soyunma odasına girebilirdi. Özellikle ilk yarıdaki ve ikinci yarıda 1-0 geriye düştüğündeki takım kurgusunda Erol Bulut, oyunu okuyup daha önce hamleler de yapabilirdi. Direkt savunmadan hücum bölgesine kontratak oynayan Rizespor'a karşı orta sahada hem Gustavo, hem de Tolga Ciğerci ile oynamak yerine Gustavo'nun yerine daha ofansif bir orta saha olan Ozan Tufan veya Sosa ile ikinci yarıya başlayabilirdi.
Frey takım için çok yetersiz. Thiam çizgi oyuncusundan daha fazla forvet oynayabilecek bir oyuncu.

3/18
“LİGE MORALLİ BAŞLADI“

(REHA KAPSAL/FOTOMAÇ)
Erol Bulut gibi başarılı bir teknik adamın, eldeki kadro seçeceğini daha fazla esneterek, oyuncular ve oyunu değiştirerek takımın oyunu daha üst seviyeye çekebilirdi. İkinci yarı yapılan ofansif oyuncu hamleleriyle Fenerbahçe daha rahat hücum organizasyonlarını yapmaya başladı. Rakip ceza sahası içinde daha fazla pozisyon buldu, sayısal olarak da daha fazla oyuncuyla ceza sahasına girdi. İki tane duran topla Gökhan ve Sosa ile gol buldu. Sezon başları, ilk maçlar her zaman zordur. Fenerbahçe'nin tabi ki hem saha içi oyun organizasyonunda, hem de oyuncu anlamında eksikleri var. İlerleyen haftalarda mutlaka eksiklerini olumlu yöne çekip, takımın da zaman zaman oyun enerjisini daha yükseltmesi gerekir. Sarı-lacivertliler, tam ideal kadrosuyla gitmediği Rizespor deplasmanında sezona 3 puanla alarak 'moral ve motivasyonla' lige başlangıç yapmış oldu.

4/18
“F.BAHÇE'NİN PENALTICISI CANER MİDİR?“

(ENGİN VEREL/AKŞAM)
Transfer sezonunun şampiyonu Fenerbahçe olarak ilan edildi. Birçok isim kadroya katıldı, eskiler döndü, daha da kadroya katılacaklar varmış... İyi de transferin şampiyonu Fenerbahçe’nin forveti Frey midir? Vedat’ı satarken önlem almamak nedir? Frey birkaç maç iyi oynayabilir. Ancak süreklilik anlamında herhangi bir takımı taşıyamayacağını bilmeyen var mı? Umarım yoktur. Devam ediyorum. Fenerbahçe’nin penaltıcısı Caner Erkin midir? Tabii ki değildir. Ama Caner’e penaltı attırılmasının sebebini anlıyorum. Beşiktaş’a gitti, Beşiktaş’tayken Fenerbahçeli taraftarlarla sorun yaşadı. Herhalde, “Caner penaltıdan golü atsın da tamamen barış sağlansın” mantığıyla düşünüldü. Futbolda duygusallıkların bedelini çok ağır ödersiniz. Caner saha içindeki işini iyi yaparsa kimse onun gol atıp atmadığına bakmaz. Ama penaltıyı ona emanet ederseniz ve kaçırırsa, herkes onun atıp atmadığına bakar!

5/18
“UMARIM GERÇEĞİ YANSITIR“

(ENGİN VEREL/AKŞAM)
İlk devrenin uzatma dakikalarının son anları oynanıyor. Fenerbahçeli futbolcular, son 30 saniyede orta sahada top çevirip ilk 45 dakikayı bitirdi! Herhalde 0-0’lık skorla tur atlayacaklar. Ama bu bir lig maçı... 30 saniye kala en azından şişirin topu... Belki bir karambolde gol atarsınız. Çaykur Rize’nin en önemli gol silahı Skoda... Saha içinde etkisiz gibi görünse de bir anda ortaya çıkıp cezayı kesebilir. Bir savunma oyuncusu kesinlikle hücumcunun arkasında kalmamalı... Serdar Aziz, Skoda’nın arkasında kaldığında zaten topun nereye gideceğini biliyorduk. Fenerbahçe’nin bütün hücum tehdidi duran toplar olmuş. Organize şekilde rakibin üzerine gitme namına bir şey yok. Fenerbahçe adına umarım, “Haftalar ilerledikçe daha iyi olacağız” sözleri, haftalar ilerledikçe gerçeği yansıtır. Dünkü ilk 11’in büyük bölümü önümüzdeki haftalarda olmayacak. Başka oyuncu tercihleri yapılacak ama onların da birbirleriyle uyum süreci ne kadar sürecek, bilinmiyor. Burada bütün sorumluluk Erol Bulut’un omuzlarında olacak. Yapabilirse ne ala... Yapamazsa ne olacağı zaten belli...

6/18
“BU FANTEZİLER NEDEN?“

(ERCAN GÜVEN/MİLLİYET)
Bakmayın kazandığına; neredeyse yeniden yaratılan Fenerbahçe’nin eskisinden hiç farkı yoktu Rizespor sahasına adım attığında. On bir yeni futbolcu eklenen takımın yedek kulübesi ağzına kadar doluydu, lisanslar koştura koştura yetiştirilmişti ama yenilik adına sahada sadece Thiam, Gökhan ve Caner vardı. Hatta eskisinden daha fenaydı... Erol Bulut Ozan’ı kulübede bırakip orta sahada Tolga’ya, en uçta “gol atamayan santrafor” Frey’e forma vermişti. Savunmada ise kiralık gittiğinde Fenerbahçelilerin bayram yaptığı Zanka vardı yine. Yahu başla yenilerle… Yenil… “Hazır değillerdi” diyelim. Madem ikinci yarıda Valencia’yı, Sinan Gümüş’ü, Ozan’ı, Sosa’yı alacaksın, bu fanteziler niye? Teknik direktörün tercihlerine saygı duymak gerekir tabi… Futbolcularla yaşayan o. Hocalığına söz edilmeyecek Erol Bulut’un bilemediği Fenerbahçe’nin hocası olmanın ne anlama geldiğiydi!.. Olmazsa olmaz bir sezon başlıyor, neredeyse yepyeni bir takım kurmuş Fenerbahçe’yi yönetenler. Tribünler boş ama milyonlarca insan ekran başında… Nasıl geçen sezonun Fenerbahçe’sinden daha sarsak bir orta saha, defans ve forvetle başlarsın maça? Sahi, Fenerbahçe’nin stratejisi, planı, taktiği neydi bu maçta? Geçin hepsini Thiam ve Ferdi bile ters tarafta. İşte bu durum Fenerbahçe’ye hoca olanların düştüğü en zalim tuzaktır. Yeni Hoca makul olanı bırakıp müthiş işler yapmaya kalkar ve altında kalır.

7/18
“BÜYÜK SORUMLULUĞU ANLAMIŞ“

(ERCAN GÜVEN/MİLLİYET)
Bırakalım Erol Bulut’un tercihlerini... Fenerbahçe’nin iştahı, hevesi nasıldı? O da aynı… Anlamsız hazırlık paslarıyla akıp giden dakikalar futbol oynananlardan çoktu. Baskı varsa sahasından bile çıkamıyordu koskoca Fenerbahçe. Sezonun ilk maçında bezmiş futbolcular vardı. Ve tabi son dakikalarda bastıran tepki gösteren bir takım. Doğal olarak ortada geçti ilk yarı. Sadece kaleciler Altay ve Gökhan’ın başarısı var ki, Caner’in kullandığı penaltının gideceği yer belli olduğu için Gökhan’ın işi daha kolaydı. Altay ise mutlak bir golü uzayıp esneyip kurtardı. Fenerbahçe’den beklenen soldan hücum ederek Rizespor’u ablukaya almasıydı ama tam da o kanattan Fenerbahçe kalesine indi Rizespor. Çünkü orta sahaya Gustavo yetmiyor, ileri çıkan Caner geri dönmüyordu. İkinci yarıda Thiam’ın yerine Valencia’yı alarak hücumda üstünlük arayan Erol Bulut, Abdullah’ın kafası Fenerbahçe direğinden dönünce irkilmiş, bir dakika sonra Skoda’nın golü gelince omuzlarındaki büyük sorumluluğu anlamış olmalı. Hızla yeniledi takımı. Valencia, Sosa, Sinan, Ozan… Yani sahaya çıkarken olması gereken kim varsa sahadaydı artık. Yine de “en eskilerden” Caner ile Gökhan hayata döndürdü Fenerbahçe’yi… Artık kaybedecek bir şeyi kalmayıp rakip kaleye yığılan ve karambolden de olsa bir beraberlik arayan Fenerbahçe, duran topa fit oldu, beraberliği buldu. Caner’in korneri, Gökhan’ın kafası ve bir salise geç kalıp topu içerden çıkaran Rizespor kalecisi Gökhan’dı beraberlik golünün kahramanları. Ardından Valencia’ya penaltı ve Sosa’nın golü ile Fenerbahçe öne geçti. Keşke hakem VAR’a gidip bir baksa ve Rizesporluların feryat etmesine engel olsaydı. Fenerbahçe’nin galibiyetinde Abdullah ve Skoda’yı çıkaran Rizespor hocası Tomas’ın da payı vardı. Üç puan güzel tabi… Ancak her maçı basketbol gibi oynayıp son saniyelere bırakmak geçtiğimiz sezonların alışkanlığı. Erol Bulut “kuş kondurmak” hevesinden vazgeçip maçı kazanacak takımla sahaya çıkmalı.

8/18
“BU TAKIMA ÇOK ETKİLİ ADAMLAR GELECEK“

(ŞANSAL BÜYÜKA/MİLLİYET)
Fenerbahçe‘nin kazanmasına rağmen futbol anlayışında değişen fazla birşey yok... Gene çok ağır oynuyor... Asla hızlı hücum yapmıyor, yapamıyor... Stoperlerinde büyük sıkıntı var... Hoca tercihleri yanlış... Gustavo ile Tolga savunmaya çok gömülerek oynayınca hücum güçleri sıfıra iniyor... Ayrıca Gustavo ciddi anlamda formsuz... Ama enseyi karartmamak lazım... Bu takıma çok etkili adamlar girecek, Rize‘de sahaya çıkan ilk on birin belki de yarısı bu takımda oynamayacak... Şunu söylemeliyiz; Erol Hoca‘nın başlangıç tercihleri bu kadar yanlış olmasa, oyun ve sonuç belki de bu kadar sıkışmazdı... Kazanılan bir maçtan sonra eksikleri ve yanlışları yazmam, çoğu Fenerbahçeli’yi kızdırabilir... Ama kazanırken, gerçekleri ve eksikleri görürsen, bu doğruculuk seni şampiyonluğa götürür... Penaltıları pas geçmeyelim... Kaçan ilk penaltı doğru... Gol olan ikinci penaltıya aklım çok basmadı... Fenerbahçe iyi oynamadığı, eksik oynadığı bir maçtan galibiyetle çıkarak önemli bir adım attı... Kötü oyun, iyi sonuçla gelen bu ilk adım, Fenerbahçe adına mutlu bir sonun başlangıcı olabilir...

9/18
“TOMAS'IN ACEMİCE HAMLELERİ“

(GÜNTEKİN ONAY/HÜRRİYET)
Fenerbahçe yeni sezona yeni umutlar ve yeni isimler ile girdi ancak Rize deplasmanında bakıyoruz ki daha önce kadroda düşünülmeyen Frey ve Zanka gibi isimler ilk 11’deydi. Erol Bulut 4-2-3-1 düzeninde savunmanın önünde Tolga ve Gustavo’yu birlikte oynatırken orta alanda ciddi bir yaratıcılık eksikliği göze çarptı. Bu iki defansif orta saha, ataklara yeterince katılmazken forvet hattıyla orta alan arasında da kopukluklar yaşandı. Tolga yerine daha fazla ofansif özellikleri olan Ozan neden düşünülmedi acaba? Frey’in arkasındaki Thiam-Ferdi- Deniz 3´lüsünün de kaliteleri tartışılır. Sarı lacivertli ekip yine de ilk yarıda kazandığı penaltıyı gole çevirse maçı istediği tempoda götürebilir ve bu kadar bocalamazdı. Caner’in sol ayağı tartışılmaz lakin penaltıcılık başka bir şey. İkinci yarıda daha tehditkar görünen Rizespor, Skoda ile öne geçtikten sonra teknik direktör Tomas orta alandan iki oyuncusunu değiştirip skoru koruma amaçlı tedbir almayı düşündü. Fakat Rizespor’un tüm orta alan kurgusu bu değişikliklerle bozuldu. Buna karşılık Erol Bulut, elinde avucundaki tüm kozları sahaya sürdü ve özellikle Caner’in ortalarıyla beraberlik için rakibinin üzerine adeta çullandı. Sosa, Ozan ve Sinan, oyuna girdikten sonra kaliteleriyle Fenerbahçe’nin oyun üstünlüğünü almasını sağladı. Fenerbahçe, akan oyunda pozisyon üretemese de duran top golleriyle kazandı. Yenilerden Gökhan ve Caner maçı çok istediler. Sosa kısa süre oynamasına rağmen klasını ortaya koydu ancak şöyle özetlemek sanıyorum en sağlıklısı olacak: Rizespor kazanabileceği bir maçı teknik direktör Tomas’ın acemice hamleleriyle kaybetti.

10/18
“DAHA DOMİNANT BİR OYUN BEKLENİYOR“

(UĞUR MELEKE/HÜRRİYET)
Dün Rize’de Erol Bulut, Fenerbahçe’nin başındaki ilk resmi maçına çıktı. Tabii ki bir maçlık veriyle derinlemesine analizler yapmak yanıltıcı olabilir. Ancak sarı-lacivertlilerin Sivas ve Antalya’yla oynadığı hazırlık maçlarındaki görüntüsünü de data havuzuna ekleyerek şunu söyleyebilirim: Geçen sezona göre topa daha az sahip olan, daha pragmatik bir futbol var gibi Erol Bulut’un kafasında. Geçen sene Fenerbahçe yüzde 58,5’la Süper Lig’in topa en fazla sahip olan takımıydı. Dünse ilk devreyi yüzde 46 topla oynamayla bitirdi sarılacivertliler. Tabii ki futbolda topa sahip olmak her şey değil. Ancak Süper Lig’de bir büyük takımsanız, rakibiniz geçen yıl 35 puanla kümede kalan bir ekipse, sizden daha dominant bir oyun beklentisi oluyor ister istemez.

11/18
“GEÇMİŞTEKİ EROL BULUT TAKIMLARI GİBİ DEĞİL“

(UĞUR MELEKE/HÜRRİYET)
Erol Bulut’un kısa teknik adamlık kariyerinde dikkat çekici bir başka detay da, takımlarının genelde sezona yüksek fiziksel seviyeyle başlamaları idi. Hatırlayacaksınız, geçen sezon ilk milli maç arasına 4 puan farkla lider girmişti Alanyaspor. Ancak diğer takımlar yavaş yavaş o fiziksel farkı kapatınca bir gerileme yaşandı Akdeniz ekibinde. Dün izlediğimiz Fenerbahçe’nin, geçmişteki Erol Bulut takımları kadar yüksek bir fiziksel seviyede olduğunu hissetmedik. Gerek hazırlık döneminin kısalığı, gerek transferlerin tam anlamıyla kamp yapamaması etken belli ki bu durumda. Ancak şunu da not etmek gerek: Fenerbahçe’nin gerçekten geniş ve kaliteli bir kadrosu var. Dünkü kulübedeki on adama bir sol bek ekleseniz, sahaya çıkan 11’den daha iyisi yaratılabilirdi belki de! Özellikle orta sahaya Sosa, Ozan ve Mert Hakan’dan ikisinin yüzde yüzle girmeleri halinde, takımın renginin büyük ölçüde değişeceği kesin. Dün üstelik ön tarafta Thiam çok etkisizdi. Frey hareketli ama yetenek kısıtı malum. Ekim ayında Fenerbahçe’nin 11’inin dünkü 11’inden en az 4-5 adam farklı olacağını tahmin etmek, büyük bir kehanet sayılmaz.

12/18
“EN AZ 3 İSİM OLMAYACAK“

(İLKER YAĞCIOĞLU/TAKVİM)
Sezon başlangıçları her zaman zordur... Dün akşam da Fenerbahçe bu zorluğu yaşadı. Hiç kimse oyuna bakıp da acele karar vermesin. Çünkü bu takım daha çok değişecek. Şöyle düşünün maça başlayan 11'de ön bölgede Frey, Ferdi Deniz ve Thiam oynuyordu. Arkalarında da da Tolga vardı. İlerleyen haftalarda sizce bu 5 isimden kaç tanesi ilk 11'de devam eder. En az 3 tanesinin olmayacağını söyleyebilirim. Thiam ve Ferdi belki devam ederler... Dolayısıyla hücum olarak daha üretken bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Bireysel anlamda kaleci Altay yine çok önemli kurtarışlar yapıp takımını oyunda tuttu. Ferdi çıkana kadar etkiliydi. Gökhan ve Caner de hücuma çok destek verdiler. Ama asıl görevleri savunma yapmak. Bunu unutmamaları lazım. Rizespor'da ise Tomas'ın orta sahada çok iyi oynayan Vetrih ve Samudio'yu çıkartması takımın oyununu çok olumsuz etkiledi. Ve çok büyük baskı yediler. Sonuçta iyi başlamak önemliydi. Fenerbahçe lige iyi bir başlangıç yaptı.

13/18
“HEM HÜCUMDA HEM SAVUNMADA DENGELİ“

(OKTAY DERELİOĞLU/TAKVİM)
Dün akşamki maç için şunu söylemek gerekiyor; her iki takım da lige fizik olarak hazır değil. Ancak iki takımı teraziye koyduğumuzda daha iyi olan taraf Fenerbahçe'ydi. İlk yarıda kazanılan penaltıyı çok kötü kullanan Caner Erkin takımı adına önemli bir fırsatı tepti. İlk yarıda Boldrin'e karşı karşıya pozisyonda geçit vermeyen Altay da gecenin en kritik hamlelerinden birine imza attı. İkinci yarının başında organize olmakta biraz zorlanan Fenerbahçe'ye Rize Melnjak'ın harika ortasında Skoda'nın kafa golüyle cezayı kesti. Fenerbahçe geriye düştükten sonra Erol Bulut'un maça hamleleri yerindeydi. Valencia, Sinan ve Ozan'ın girişi oyuna hareket getirdi. 4 yıl sonra Fener'e dönen Gökhan da alışık olduğumuz ön direk golüyle eşitliği sağladı. İkinci kez kazanılan penaltıyı gole çeviren Sosa da Fenerbahçe'ye galibiyeti getirdi. Sarı-Lacivertliler Rize'den 3 puanla dönerek lige iyi ve moralli bir başlangıç yaptı. Erol Bulut'un takımı da geçen sezona göre hem hücumda hem savunmada daha dengeli bir görüntü çizdi.

14/18
“EROL BULUT, BIÇAK SIRTINDA“

(ERMAN TOROĞLU/SABAH)
Hastalık olayından sonra sizin saha, bizim saha falan hikâye. Neden? Zaten seyirci yok. Yani itici güç... Maalesef küçük takımlarda çok rastlanan bir olay dün gece yine görüldü. F.Bahçe'den daha iyi oynuyorsun. Öne geçene kadar da bayağı etkilisin. Ama 1-0'dan sonra anlaşılmaz bir şekilde defansa çekiliyorsun. Ne derler, korkunun ecele faydası yok. 2-0 yapsan işi bitireceksin. Ama işte o zihniyet hiç değişmiyor; büyük takım, küçük takım... Erol Bulut, şu anda bıçak sırtında. Ya olacak ya olmayacak. Görüntüye geldiği zaman da tedirginliği yüzünden okunuyor. Şu bir gerçek; F.Bahçe geçen seneden biraz daha farklı. Nasıl? Bence sezon sonuna kadar şampiyonluğu kovalayacaktır. Ama şunun da altını çizmek lazım; koca bir sezon seyircisiz oynanacak. F.Bahçe, bu futbolunu kendi sahasında oynamaya kalkarsa çok zor anlar yaşar. Çünkü ligdeki çok takım Rizespor anlayışında oynamaz. Hakem F.Bahçe lehine vermesi gereken birinci penaltıyı görmedi, VAR'la verdi. İkinci penaltı pozisyonunu kendi verdi. Birinci pozisyon net penaltı. İkinci penaltı için şunu söylerim; aynı penaltıyı F.Bahçe aleyhine çalarsan helal olsun. Çalamazsan yazıklar olsun. Birinci penaltıda hakem, “Kol kapalı, penaltı değil“ işareti yaptı. Yani “Öyle gördüm“ dedi. Ama umumi istek üzerine VAR'a gitti. Kolun kapalı olmadığını gördü ve penaltıyı verdi. Buraya kadar her şey tamam... İkinci penaltı pozisyonunda Rizeli oyuncu kolunu açarak rakibini markaj mı yapmak istedi, yoksa koluyla rakibine vurdu mu? Fenerbahçeli oyuncu darbe aldı mı, kendini yere mi attı? Sen birinciyi yanlış gördün, penaltı vermedin VAR'a gittin doğruyu yaptın. İkincide de gidip seyretseydin bakalım ne olacaktı? Bu sene maalesef bunları çok yaşayacağız. Nedenlerini zaten biliyoruz!

15/18
“EROL BULUT'UN DERS ÇIKARMASI LAZIM“

(ÖMER ÜRÜNDÜL/SABAH)
İlk yarıda Fenerbahçe oyuna daha çok hükmeden taraftı. Ama ciddi bir etkinlikleri olmadığı gibi ani ataklarda da savunmada sıkıntılar yaşıyorlardı. Fenerbahçe adına da Caner'in kaçırdığı penaltı ilk yarıya damga vurdu. İkinci yarıda da Fenerbahçe pozisyon bulamadığı gibi savunmada da aksıyordu. Önce Abdullah'ın çok net bir golü kaçırması aslında Erol Bulut'a sinyaldi. Yapması gereken Thiam'ı çıkarırken Ozan'ı almaktı. Ama Bulut, arkadaşlarını tanımayan ve hazır olmayan Valencia'yı sahaya sürünce F.Bahçe kısa süre sonra skor dezavantajına düştü. F.Bahçe'nin bu maçı çevirmesi artık son derece zor görünüyordu. Ama futbol ilginç bir oyun. Önce duran topta Gökhan Gönül'ün ön direk golü sonrasında da Moroziuk'un gereksiz penaltısı ve usta Sosa ile son anda gelen çok önemli üç puan. Şimdi maçla ilgili birkaç nota gelelim: İlki; Caner iyi duran top kullanır, iyi orta keser ama kesinlikle bir penaltıcı değildir. Neden bu görev ona verildi anlamadım. İkincisi; kapasitesi sınırlı ve hiç düşünülmeyen Frey yüksek fizik gücü ile yaptığı hücum pres, topla rakip arasına girmeler ve arkadaşlarına çapraz koşularla alanlar açarak faydalı oldu. Erol Bulut'un bu maçtan çok ciddi ders çıkarması lazım. Baştaki takım tertibi ve yenilen gol öncesi yaptığı yanlış oyuncu değişikliğini iyi okumalı. Bir önemli nokta da önde baskılı oyun hiç kolay bir sistem değildir. Bunu tam uygulaması için zamana ihtiyacı var.

16/18
“BİLİNÇALTINDAKİ ŞEYTAN VERDİ“

(AHMET ÇAKAR/SABAH)
Türkçemizde mükemmel bir benzetme ya da deyim vardır. “Şeytan ayrıntıda gizlidir“ diye. 40 senedir futbolun içerisindeyim bunun yarıdan fazlası hakemlik yapmakla geçti. Maçın son dakikasında olan penaltıyı asla bir insan vermedi. O penaltıyı bilinçaltında olan şeytan verdi! Türk hakemleri cin gibidir. Hatta daha ağır konuşuyorum: Rüzgar gülü gibidir. Gelen MHK, giden MHK, söylentiler vıdı vıdılar.. Bir Türk hakemine o son dakikada olan komik penaltıyı çaldırdı. Oyun genelinde bir hakem mükemmel olabilir ama dedik ya şeytan ayrıntıda gizlidir. Gelelim maça.. Fenerbahçe kazandı. Kazanamayabilirlerdi de ama şunu iddia ediyorum.. Bu Fenerbahçe geçtiğimiz sezon olan Fenerbahçe'den güçlü değil. Eğer Sosa iyi oynamaz, uzun süreli sakatlıklar geçirirse bu Fenerbahçe ilk üçe giremez. Kim ne derse desin Vedat Muriqi, Emre Belözoğlu hatta o beğenmediğimiz alkolik ve nikotinman Max Kruse'nin bırakın yerini tutmayı yanına yaklaşacak bir oyuncu yok. Oyuncular çok sıradan, yukarıda da belirttiğim gibi eğer Sosa bazı maçları bireysel yeteneğiyle almaz ya da sakatlıklar nedeniyle git gel yaşarsa Fenerbahçe son derece sıradan bir takım olur. Hâlâ bakıyoruz, Zanka ve Frey'lerle oynamaya çalışıyorlar. Gökhan ve Caner'in kaliteleri belli ama ne kadar süreyle istikrarlı oynayabilecekler. Orta sahada yaratıcı adam pek az. Kanatlar iyi değil. Valencia için konuşmak çok erken. Ufak tefek ama çabuk. Bir Vedat Muriqi olabilir mi bu konu çok tartışılır. Bir zamanlar yıldız olabilir ama son üç senesi Meksika gibi sıradan bir ligde geçmiş. Sonuç olarak Serdar Tatlı'yı kutlamak lazım. Dün gece hakemleriyle çok başarılı bir giriş yaptı. Umarım son dakika penaltısının hesabını önce hakem sonra Serdar Tatlı kamuoyuna verirler.

17/18
“TECRÜBE İŞTE BÖYLE BİR ŞEY“

(GÜRCAN BİLGİÇ/SABAH)
Sezon başı maçının bu tempoda ve mücadelede geçmesi beklenen bir şey değil. İki takım da çok iyi hazırlanıp, rakibi analiz edip, terini-nefesini sakınmadan oynadı. İlk maç zor olanı, bir de imkansızı geldi Fenerbahçe adına. Penaltı kaçırıp, skorda da geriye düştüler. “Kırılma“ dediğimiz zamanlar bunlar işte. Motivasyon tepedeyken, “tamam“ demişken, bir anda başa dönüyorsunuz. Öne geçecekken, yine rakibi kontrol edeceksiniz. Mükemmel bir oyun ve gol geldi Rizespor'dan. Fenerbahçe'nin geçen seneden beri zaafı var. Korner atarken, pozisyon yiyor. Hemen tüm rakipler hızlı hücum için bu anı bekleyip, kendi setlerini kurup, hızlı oyuncularını da organize ettiler. Bir duran top hariç, organize olarak gelip tehlike yaratamadı Rize takımı. Ancak bu “tuzak“ anlarında bilerek, çalışılmış atakları yaptılar. Geçen seneden farklı dört oyuncu ile oyuna başlaması da enteresan Erol Bulut'un. Dört yeninin ikisi F.Bahçe'nin eski oyuncusu (Caner- Gökhan), diğer ikisi geçen sezon kiraya verilenler. Önde baskı karakterini benimsemiş, ekibi organize etmek daha kolay olacaktı. Muhtemelen böyle düşündü. Geçen seneden farklı olacağı sinyalinde iki kaliteli isim vardı; Gökhan ve Sosa. Biraz önce bahsettiğimiz “iniş ve çıkışlar“ etabında takımı toparlayıp, panik ikliminden çıkarıp, yeniden maça konsantre ettiler. “Yaş 35“ diyorlar ama tecrübe de işte böyle bir şey. Kazanarak başlamak, son anlarda da olsa galibiyete ulaşmak, takım otobüsünde- uçakta yüzlerin gülmesi, bu dönemlerde önemli. F.Bahçe adına baktığınızda iyi başlamak, devamın da iyi olacağının müjdesidir. Çünkü sabırsız taraftarın, kibirli yorumların sesini ancak kazanarak kısar, gönlü kırıkları yanınıza alarak mesafe alınır. Frey ile başlamak büyük cesaret aslında. Oyuncunun gücüne, mücadele arzusuna Erol Hoca ödülü verdi. Karşımızda bir futbol ustası, takımı kurtaracak kalite de yok ama organize bir grubun içinde yer alacak. Sonuçta, bu takımda taşların yeri daha çok değişecek.

18/18
“90 DAKİKA MÜCADELE“

(EMRE BOL/FOTOMAÇ)
Erol Bulut'un yeni Fenerbahçe'sinde en çok dikkat çekici özellik hiç şüphesiz takımın 90 dakika vazgeçmeden mücadele etmesiydi. Aslında Erol hocanın oyuncu tercihleri beni şaşırttı. Özellikle Frey'le başlaması... Bir oyuncunun Fenerbahçe'de oynaması için koşmaktan fazla işler yapması gerekiyor. Sarılacivertlilerin hücum planı kanat ortaları üzerine kurulmuştu. Özellikle Caner isabeti bol pek çok orta yaptı. Heyhat o ortalara vuracak adam kim? Hala santrfor sıkıntısı devam ediyor. Artık bir an evvel golcü transferi yapılması şart. Merkezden atak problemini Sosa çözecek gibi görünüyor. İki takım kalecisi de formundaydı dün gece... Altay'ın karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda beceresi var. Ancak yan toplardaki problemi devam ediyor. Birkaç pozisyonda yine topu elinden kaçırdı. Çaykur Rizespor'un golünde Serdar Aziz'in büyük hatası vardı. Bir an dalınca Skoda harika bir gol attı. İlk maçlar benim için asla gösterge olmaz. Yeni bir teknik direktör, yeni oyuncular... Adaptasyon için biraz daha süre lazım. Yeni kurulmuş bir takım için kazanmak önemliydi. Daha santrfor gelecek, stoperler gelecek. Belki bir kanat forvet daha alınacak. 6 hafta bekleyelim sonra yeni Fenerbahçe'yi değerlendirmeye başlayalım. Kazanma arzusunu beğenip sonrasına bakalım..

Diğer Haberler
Kilidi açamayan çilingir: Szymanski
İLK 11'İMİZ BELLİ OLDU!
Şampiyon Fenerbahçe Opet
Kartal: "Kafamızı kaldırıp önümüze bakacağız"
İLK 11'İMİZ BELLİ OLDU!
Fenerbahçe'de Edin Dzeko gönülleri fethetti
Batshuayi'den inanılmaz istatistik: 48 dakikada bir gol!
Fenerbahçe - Olympiakos maçı ne zaman, şifresiz mi? Hangi kanalda, saat kaçta?
Gelecek maçımız
Fenerbahçe
Beşiktaş
27.04.2024 | 19:00
FenerKolik Resmi Web Sitesi © 2013-2022 - Tüm Hakları Saklıdır.
by Serkan Acar

Anasayfa    FB TV    İletişim    Reklam

24 Saat Futbol